20 Ocak 2015 Salı

TİCARET HUKUKU

TİCARET HUKUKU
Türk Ticaret Kanunu (TTK)
·         Başlangıç Hükümleri
·         Ticari İşletme Hukuku
·         Şirketler Hukuku
·         Kıymetli Evrak Hukuku
·         Taşıma Hukuku
·         Deniz Ticareti Hukuku
·         Sigorta Hukuku
·         Son Hükümler
Tanım
Ticaret Hukuku üretim ile tüketim arasındaki aşamanın üst başlığıdır.
Görüşler
Ticaret hukukunda konu
·         Tacirdir. (Subjektif görüş)
·         Ticari işlemdir. (Objektif görüş)
·         Ticari işletmedir. (Modern görüş) (TTK bunu benimser)
Neden TTK?
Ticaret hukuku borçlar hukukuna göre daha çabuk gerçekleşir ve daha ağır sonuçlar getirir.
Örf ve adet varsa hukuk normundan önce uygulanır. (Ticari güvenin sağlanması için)
Özel hukuka girer.
6102 sayılı TTK 2012’de yürürlüğe girdi.
Ticari İşletme
TTK md 11:
(1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.
(2) Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.
(3) Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.
Ticari İşletmenin Özellikleri
Tüzel kişiliği yoktur.
Kendi içinde bütünlük arz eden malvarlığı parçasıdır.
Ticari işletmeyi işleten tacirdir.
İşletme
İşletme = emek + sermaye + girişimci + ekonomik kazanç amacı
İşletme Türleri:
1.       Ticari işletme (belli bir büyüklüğün üzerinde olmalıdır)
2.       Esnaf işletmesi (TTK uygulanmaz)
3.       Serbest meslek işletmesi (tacir değil)
Ticari İşletmenin Unsurları
1.       Gelir sağlamayı hedeflemek
2.       Esnaf faaliyeti sınırını aşmak
3.       Devamlılık
4.       Bağımsızlık

Ticari sicile tescil bir unsur değil, sonuçtur.
Esnaf
TTK md. 15
İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.
Esnaf Olabilmek İçin Gerekli Koşullar
1.       Koordinasyon kurulunun belirlediği mesleklerden biri olmalı
2.       Bakanlar kurulunun belirlediği limitin altında bir kazancı olmalı
İşin gereği belli dönemlerde yapılıyor olabilir.
Tacir
İşletmeyi kendi adına işletir.
Çalışanlar tacir değildir.
Emlakçının hukuki karşılığı tellaldır. Tacir yardımcısıdır.
Ticari İşletme İç Teşkilatı

Şubenin Unsurları
1.       İç ilişkide merkeze bağımlılık,
2.       Dış ilişkide bağımsızlık
3.       Yer ve yönetim ayrılığı (farklı defter ve hesaplar)
Kar ve gelir tacire ait.
Vergi mükellefi tacir.
Merkezle aynı işlemleri yapabilmeli, ayrı bir müşteri kitlesi olmalıdır.
Tüzel kişiliği yoktur.
Şubeye Bağlanan Sonuçlar
1.       Ticaret siciline tescil zorunludur.
2.       Ticaret ünvanı (fişteki isim)
3.       Temsil yetkisinin sınırlandığı durumlar
a.       Ticari temsilci
b.      Yöneticinin temsil yetkisinin sınırlanması
                                                               i.      Şube kaydı
                                                             ii.      Birlikte temsil kaydı
4.       Ticari işletme devredilince şube de devredilmiş sayılır.
5.       Usul hukuku açısından:
a.       Dava şube ya da merkezin olduğu yerde, iflas davaları merkezin olduğu yerde açılır.
b.      Temsil yetkisi şube ile sınırlandırılabilir.

Tacirin işletmesine ilişkin tüm borçlar için tüm malvarlığı ile sorumludur.
Ticari işletme tacirin malvarlığı içinde yer alır.
Ticari işletmenin kapsamına o amaç için özgülenmiş her şey girer.
Ticari İşletmenin Unsurları
1.       İnsan unsuru
2.       Malvarlığı unsuru
a.       Duran malvarlığı: Demirbaş eşyalar. (Stoklar değil)
b.      İşletme değeri (Peştemaliye): Müşteri çevresi, hava parası
c.       Kiracılık hakkı
d.      Ticaret ünvanı
e.      Fikri ve Sınai Haklar
                                                               i.      Marka
                                                             ii.      Patent (20 yıl süreyle tekel hakkı)
Ticari İşletmenin Devri
TTK 11/3
(1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan
faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.
(2) Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.
(3) Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.
TBK 202
Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur.
Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar.
Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleşmesinden doğan sonuçlarla özdeştir.
Bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından yerine getirilmedikçe, ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre işlemeye başlamaz.


Ticari işletme sadece tek bir parça eşya gibi tek bir sözleşmeyle basit bir şekil şartıyla hukuki işlemlere konu olabilir. Buna haklar, hizmet sözleşmeleri, kredi borçları, stoklar vb. dahildir. Sözleşmede unutulan unsurlar dahi geçer.
Satım, rehin, ürün kirası.
Adi yazılı şekil (geçerlilik şartı).
Tek bir unsuru devredecekse onun için gerekli olan şekil şartına uyulmalıdır.
Taşınmaz devredilecekse resmi şekil (geçerlilik şartı).
11/3’ün uygulanması için işletmenin tamamının devri gerekir.
Devirle birlikte haklar ve borçlar da geçer (borcun naklinin bir istisnası)(alacaklının izni aranmaz)
Borcu kapsam dışı tutan sözleşmeler sadece taraflar arasında geçerlidir. İyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.
Sözleşme bir tasarruf işlemidir.
Devredilenler arasında taşınmaz olsa bile tapuya gidilmesine gerek yok. Sadece ticaret siciline tescil ve ilan yeterlidir. Sicil memuru tapuya re’sen haber verir. Tescilsiz iktisap.

Sözleşme
Adi yazılı şekil
Ticaret siciline tescil
(Kurucu işlem)
TTSG’de ilan

Mülkiyet geçişleri külli olarak ve kendiliğinden olur. Hangi anda olur? Tartışmalıdır.
·         Aktifler: Geçiş kendiliğinden olur. Tescil işleminin yapıldığı an kabul edilir. Belirsizdir.
·         Pasifler (Borçlar): TTSG’de ilan edildiği an veya alacaklıya ihbar edildiği andır. (=ilan)(2 yıllık süre başlar)
Borç, devralana geçse de TBK 202’ye göre devreden de 2 yıl süreyle müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır.
Bütün borçlar (sözleşmede yazılı olmayanlar da) geçer. Borçlar muaccel değilse, 2 yıl muacceliyetten sonra başlar.
Külliyen devirde gerekirse ayıba karşı ve zapta karşı tekeffül hükümleri kıyasen uygulanır. Devralan iyiniyetliyse hakkı üstün sayılır.
Bazı unsurların devir dışı kalacağı açıkça belirtilmezse bunlar kendiliğinden devrolur. (Rekabet hakkım saklıdır demezsen müşteri çevresi geçer, yakın çevrede benzer bir iş kuramazsın, rekabet yasağı)
Sadece bir ticari işletmesi olan tacirin tacirlik sıfatı işletmenin devriyle ortadan kalkar.
İflas yolu sadece tacirler için uygulanır.
İcra İflas Kanunu 44:
Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Keyfiyet ticaret sicili memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete'de ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mütat ve münasip vasıtalarla ilan olunur. İlan masraflarını ödemeyen tacir beyanda bulunmamış sayılır.
Bu ilan tarihinden itibaren bir sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında iflas yolu ile takip yapılabilir.
Ticareti terk eden tacir, mal beyanının tevdii tarihinden itibaren iki ay müddetle haczi kabil malları üzerinde tasarruf edemez
Ticareti terk eden tacir ilk yıl iflas takibiyle, ikinci yıl normal insanlar gibi icra yoluyla sorumludur.
Ticari İşletmenin Rehni
1447 sayılı TİCARİ İŞLETME REHNİ KANUNU
TMK’daki menkul rehni konusuna bir istisna getirir. (TMK taşınır rehni ancak teslimle olur)
Ticari iletmeyi bir bütün olarak kabul eder ve taşınırlar üzerinde rehnin teslimle sağlanması kuralına bir istisna getirir.
İstisna kanun olduğu için dar yorumlanır.
Kanun hem esnaf, hem de tacirler için uygulanır.
Borç, ticari işletmenin değerinde daha az dahi olsa işletmenin tamamı üzerinde rehin kurulur.
Kanunda yazan üç rehin alacaklısı dışındaki alacaklılar ticari işletme rehni kuramazlar. Diğer hükümlere göre rehin kurabilirler.
Madde 1 – Ticaret veya esnaf ve sanatkar sicilinde kayıtlı bir ticari işletme üzerinden rehin hakkı bu kanunda yazılı hükümler dairesinde tesis edilir.
Ticari işletme rehninde taraflar:
Madde 2 – Ticari işletme rehni sözleşmesi, tüzel kişiliği haiz ve sermaye şirketi olarak kurulmuş kredi müesseseleri kredili satış yapan gerçek ve tüzel kişiliği haiz müesseseler ve kooperatifler ile ticari işletmenin maliki bulunan gerçek ve tüzel kişiler arasında yapılır.  Ancak, kredili satış yapan müesseselerin rehin hakkı münhasıran vadeli satış yapmış olduğu 3 üncü madenin (b) fıkrasında zikredilen hususat üzerinde tesis edilir.
TTK 379
(1) Bir şirket kendi paylarını, esas veya çıkarılmış sermayesinin onda birini aşan veya bir işlem sonunda aşacak olan miktarda, ivazlı olarak iktisap ve rehin olarak kabul edemez. Bu hüküm, bir üçüncü kişinin kendi adına, ancak şirket hesabına iktisap ya da rehin olarak kabul ettiği paylar için de geçerlidir.
(2) Payların birinci fıkra hükmüne göre iktisap veya rehin olarak kabul edilebilmesi için, genel kurulun yönetim kurulunu yetkilendirmesi şarttır. En çok beş yıl için geçerli olacak bu yetkide, iktisap veya rehin olarak kabul edilecek payların itibarî değer sayıları belirtilerek toplam itibarî değerleriyle söz konusu edilecek paylara ödenebilecek bedelin alt ve üst sınırı gösterilir. Her izin talebinde yönetim kurulu kanuni şartların gerçekleştiğini belirtir.
(3) Birinci ve ikinci fıkralardaki şartlara ek olarak, iktisap edilecek payların bedelleri düşüldükten sonra, kalan şirket net aktifi, en az esas veya çıkarılmış sermaye ile kanun ve esas sözleşme uyarınca dağıtılmasına izin verilmeyen yedek akçelerin toplamı kadar olmalıdır.
(4) Yukarıdaki hükümler uyarınca, sadece, bedellerinin tümü ödenmiş bulunan paylar iktisap edilebilir.
(5) Yukarıdaki fıkralarda yer alan hükümler, ana şirketin paylarının yavru şirket tarafından iktisabı hâlinde de uygulanır. Pay senetleri borsada işlem gören şirketler hakkında, Sermaye Piyasası Kurulu şeffaflık ilkeleri ile fiyata ilişkin kurallar yönünden gerekli düzenlemeleri yapar.

Rehin Alacaklısı (tahdiden):
1.       Banka
2.       Kredili satış yapan gerçek/tüzel kişi
3.       Kooperatif
Şekil
Sözleşme: TİRK m4, m5.
Ticari işletmenin sicil çevresinde bir NOTERde yapılan DÜZENLEME SÖZLEŞMESİ.
Sözleşmeyi Yapan:
İşletme maliki (tacir/esnaf)
Tacir adına temsilci ya da ticari temsilci YAPAMAZ.
Ancak ÖZEL YETKİSİ varsa yapabilir.
Sözleşme
Geçerlilik şartıdır.
10 gün içerisinde ticaret siciline tescil gereklidir. (Kurucu) (Rehin tescil anında doğar.)
TTSG’de ilan edilir.

TİRK 4:
Rehin sözleşmesi, ticari işletmenin kayıtlı bulunduğu sicil çevresindeki bir noter tarafından tanzim edilir. Sözleşmede, rehne dair unsurların tam listesi de ayırt edilmelerini mümkün kılacak özelikleri ile birlikte yer alır.
TİRK 5:
Rehin hakkı ticari işletme sahibinin veya kredi müessesesinin veya alacaklının yazılı talebi üzerine ticari işletmenin kayıtlı bulunduğu Ticaret veya Esnaf ve Sanatkar Siciline tescil ile doğar.  Sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren 10 gün zarfında tescil talep edilir ve ilgili sicil memurluğunca bu işlem yerine getirilir.
 Ticari işletmeye dahil unsurlardan bir kısmı üzerinde rehinin tasarruf hakkı bulunmaması halinde Medeni Kanunun 853 üncü maddesinin buna dair hükmü uygulanır.
 Ticaret veya Esnaf ve Sanatkar Sicilindeki kayda istinat ederek rehin hakkı iktisap edenin bu iktisabı muteberdir.
 Tescil harç ve masraflarının hangi tarafa ait olacağı rehin sözleşmesinde belirtilir.

TİRK 4-5 ve TTK 11/3’ün son cümlesi birbiriyle çelişir. (TTK yazılı şart der) Tartışmalıdır. Uygulamada hiç kimse TTK 11/3’ü kullanmaz.
Ticaret Sicili
Ticaret sicili alenidir, sadece ilgililer değil, herkes bakabilir.
Tescil işlemi gerçekleştikten sonra iyi niyet iddiası dinlenmez.
Rehin Kapsamı
TİRK 3; İki istisnası vardır:

Madde 3a
Ticaret Ünvanı
(tacir + işletme adı)
Madde 3b
Rehnin tescili anında mevcut ve işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş menkul işletme tesisatı
Madde 3c
Varsa marka, patent, alan adı
ZORUNLU UNSUR
ZORUNLU UNSUR
ZORUNLU DEĞİL

3a ve b’den biri bile unutulsa sözleşme geçersizdir.
3c sözleşme dışı bırakılabilir.
Sözleşmeye 3a, b, c unsurları dışında bir unsur dahil edilemez.
İşletmeye ait her parasal unsur rehne dahil edilemez.
Esnaf işletmesinin ticari ünvanı olmaz. O zaman sadece esnafın adı yeterlidir.
Bütün taşınırlar sözleşmeye yazılmalı, bir bilgisayar dahi unutulsa sözleşme geçersiz. Bu kural kötüye kullanılıyor. Kasten eksik bırakıp sonra parayı ödemeyip geçersizlik iddiasında bulunuyorlar. Bu hüküm TMK md 2 çerçevesinde uygulanmalıdır.
Uygulamada envanterler tam tutulmuyor.
3c: Unsurlar olmayabilir ya da isteğe bağlı kapsam dışı bırakılabilir.
TİRK ek madde 2
Ek Madde 2- (Ek: 23/7/2003-4952/2 md.) Sanayî işletmelerinde 3 üncü maddenin (b) ve (c) bentlerinde yer alan unsurlardan bir veya daha fazlası rehnin konusu yapılabilir, ticarî işletme rehnine konu kredilerle satın alınan makine, ekipman, araç, alet ve cihazlar rehnedilebilir. Rehinli mallar alacaklının belirleyeceği muhtemel rizikolara karşı sigorta ettirilir. Sigorta masraflarının hangi tarafa ait olacağı rehin sözleşmesinde belirtilir.
 Sanayî işletmelerinde rehne konu olan varlıkların bir listesi işletmenin yasal defterlerinden işletme veya yevmiye defterinin son sayfasına noter tarafından onaylanarak eklenir. Bu listelerde, rehinli malların özelikleri açıkça belirtilir. Bu işlem rehnin devamı süresince her yıl yenilenir.
Ticarî işletme rehnine ilişkin hükümler bu maddeye göre sanayî işletmelerinde yapılan rehinlerde de uygulanır.
Şöyle ki:
Sanayi işletmeleri=fabrikalar. Kendilerine özel bir sicilleri var. Kayıt sonrası verilen belge mevcut ise 3a ve 3b’deki unsurların eksiksiz olması gerekmiyor.
Bunlar işletmenin borcun miktarı kadar olan değerini teminat gösterebiliyorlar. Ya da kredili satın alınan bir malı hem kullanıp hem de rehin gösterebiliyor.
Sanayi İşletmeleri
Münhasıran kredili satış yapan gerçek/tüzel kişiler
İSTİSNA 1
İSTİSNA 2
Ticari İşletme Rehninin Hüküm ve Sonuçları
1.       Tacir işletmeyi işletmeye devam edebilir. Mülkiyet etkilenmez.
Borç ödenirse rehin kalkar.
Borç ödenmezse işletme icra kanalıyla satılır.
2.       Tacir işletmesini başka bir kişiye tamamen ya da farklı unsurları münferiten devredebilir, satabilir. Ancak bunun için rehin alacaklısının izni gerekir.
İzin vermezse devir geçerli ama TİRK 12 hapis cezası öngörür.
Devralan rehin durumunu sicilde görür.
Münferit unsurların devrinde:
a.       Devir sicil çevresi dışında yapılmışsa iyi niyet iddiası kabul edilir. Tacirin elde ettiği satım bedeli üzerinde rehin hakkı kurulur.
b.      Devir sicil çevresi dışında yapılmamışsa iyi niyet iddiası kabul edilMEZ.
TİRK 12
Madde 12 – (Değişik birinci fıkra: 23/1/208-5728/343 md.) Ticari işletme sahibi işletmesini veya rehne dahil münferit unsurları alacaklının muvafakatı olmaksızın başkalarıyla değiştirir veya temlik, ayni bir hakla takyit veya alacaklıyı ızrar kastıyla tahrip veya imha ederse bu yüzden alacağını tamamen veya kısmen tahsil edemeyen alacaklının şikayeti üzerine uğranılan zararın miktarı nazara alınmak suretiyle bir yıldan beş yıla kadar hapis ve yüz günden aşağı olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.
 Uğranılan zarar fahiş olduğu takdirde yukarıda yazılı cezaların azamisine hükmolunur.
 Ayrıca talep üzerine hakim ticari işletme sahibini, kusurunun ağırlığını göz önünde tutarak rehinle temin edilen alacak miktarına kadar munzam bir tazminata da mahkum eder.

Ticari İş
TTK 3
MADDE 3- (1) Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
TTK 19
MADDE 19- (1) Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır.
(2) Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.
Ticari İş Kriterleri
1.       TTK’da düzenlenen bütün hususlar ticari iştir.
2.       İş TTK’da bir madde kapsamındaysa ticari iştir.
3.       Bir ticari işletmeyi ilgilendiren işler ticari iştir.
4.       Kambiyo senetleri, poliçe, bono, çek içeren işler ticari iştir.
5.       Arada sözleşme varsa, taraflardan biri için ticari iş olan iş diğeri için de ticari iştir. (Tüzel kişi çiklet satıcısı-öğrenci alıcı/tüketici)
6.       Arada haksız fiil varsa, taraflardan biri için ticari iş olan iş diğeri için adi iş olabilir. (Aras kargo kamyonunun öğrenciye çarpması)
Senet: Yazılı olan ve borçlunun imzasını taşıyan belge.
Bono: Kıymetli evrak.
Ticari iş sözleşmeden başka haksız fiilden de doğabilir.
TTK’da düzenlenmiş diğer bazı konular:
·         Haksız rekabet
·         Taşıma sözleşmesi
·         Gemilerin çarpışması
Tacir:
a.       Gerçek kişi: Kural olarak tüm işleri ticaridir. İSTİSNA: Özel işleri adi işlerdir.
b.      Tüzel kişi: Tüm işleri istinasız ticari iştir. Adi sahası yoktur. Buna haksız fiiller ve sebepsiz zenginleşmeler de dahil.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun: Tüketiciler bazı ayrıcalıklardan yararlanır. Tacirler tüketici sayılmazlar. Ancak gerçek kişi tacir özel hayatına ilişkin işlemlerde tüketici sayılır. Tüzel kişiler hiçbir şekilde tüketici sayılmazlar.
Ticari İşlere Bağlanan Sonuçlar
1.       Teselsül karinesi
2.       Ticari işlerde faiz
3.       Ticari işlerde zamanaşımı (sözleşmeyle değiştirilemez)
4.       En yüksek sınırı aşan ticari hükümlerde TBK 27/2 uygulanmaz.
Teselsül karinesi

TTK 7:
MADDE 7- (1) İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.
(2) Ticari borçlara kefalet hâlinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur.
Açıkça kararlaştırılmasa bile borç ve kefalette teselsül esastır.
Ticari işlerde faiz

TTK:
MADDE 8- (1) Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.
(2) Üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerlidir. Şu şartla ki, bu fıkra, sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmaz.
(3) Tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklıdır.
(4) Bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına aykırı olarak işletilen faiz yok hükmündedir.
MADDE 9- (1) Ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.
MADDE 10- (1) Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.
Kapital faizi (=anapara faizi):
1.       Her iki tarafı tacir olan cari hesaplar
2.       Her iki taraf için baştan beri ticari iş olan ödünç sözleşmeleri
Ticari işlerde faizin özelliği:
1.       Kapital faizi açıkça kararlaştırılmasa bile talep edilebilir.
2.       Adi işlere göre daha yüksek oranda temerrüt faizi talep edilebilir.
Teselsül
TBK 162:
MADDE 162- Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar.
Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hâllerde doğar.
Adi kira sözleşmesinde kefilin müteselsil sorumluluğu ayrıca belirtilmelidir.
Ticari işte teselsül açıkça kararlaştırılarak ortadan kaldırılabilir
Faiz
TBK’da faiz de önceden kararlaştırılmalıdır.
Adi işlerde temerrüd faizi %9.
Kanuni temerrüd faizi oranı ticari işlerde AVANS olarak geçer. Merkez Bankası tarafından 6 ayda bir belirlenir.
Bileşik faiz: İşlenmiş faizin anaparaya eklenerek yeniden faiz işlemesi.
Hem adi işlerde hem de ticari işlerde bileşik faiz yasaktır.
Kefalet
TBK 581:
MADDE 581- Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.
MADDE 582- Kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Ancak, gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir.
Yanılma veya ehliyetsizlik sebebiyle borçlunun sorumlu olmadığı bir borç için kişisel güvence veren kişi, yükümlülük altına girdiği sırada, sözleşmeyi sakatlayan eksikliği biliyorsa, kefaletle ilgili kanun hükümlerine göre sorumlu olur. Aynı kural, borçlu yönünden zamanaşımına uğramış bir borca kefil olan kişi hakkında da uygulanır.
Kanundan aksi anlaşılmadıkça kefil, bu bölümde kendisine tanınan haklardan önceden feragat edemez.
MADDE 583- Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe  geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.
MADDE 584- Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.

Adi Kefalet
TBK 585:
MADDE 585- Adi kefalette alacaklı, borçluya başvurmadıkça, kefili takip edemez; ancak, aşağıdaki hâllerde doğrudan doğruya kefile başvurabilir:
1. Borçlu aleyhine yapılan takibin sonucunda kesin aciz belgesi alınması.
2. Borçlu aleyhine Türkiye’de takibatın imkânsız hâle gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi.
3. Borçlunun iflasına karar verilmesi.
4. Borçluya konkordato mehli verilmiş olması.
Alacak, kefaletten önce veya kefalet sırasında rehinle de güvence altına alınmışsa, adi kefalette kefil, alacağın öncelikle rehin konusundan alınmasını isteyebilir. Ancak, borçlunun iflasına veya kendisine konkordato mehli verilmesine karar verilmişse, bu hüküm uygulanmaz.
Sadece açığın kapatılması için kefil olunmuşsa, borçlu aleyhine yapılan takibin kesin aciz belgesi alınmasıyla sonuçlanması veya borçlu aleyhine Türkiye’de takibatın imkânsız hâle gelmesi ya da konkordatonun kesinleşmesi durumlarında, doğrudan doğruya kefile başvurulabilir. Sözleşmede, bu durumlarda alacaklının, önce asıl borçluya başvurmak zorunda olduğu kararlaştırılabilir.

Müteselsil Kefalet
TBK 586:
MADDE 586- Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.
Müteselsil kefil, ödemezlik def’i ileri süremez.

Bankadan kredi çekmek: Tüketim ödüncü sözleşmesi (karz)

Ticari müteselsil kefile temerrüt faizi ihbardan itibaren hesaplanır.
Müteselsil Kefalete İSTİSNALAR (2)
TKHK 4/6:
Tüketici işlemlerinde, tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatlar, her ne isim altında olursa olsun adi kefalet sayılır. Tüketicinin alacaklarına ilişkin karşı tarafça verilen şahsi teminatlar diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça müteselsil kefalet sayılır.
Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Kanun 24/5:
Kart hamilinin borcu kefile bildirilmedikçe, kefil için temerrüt durumunun oluşmayacağı sözleşmede gösterilir. Sözleşme hükümlerinde kefilin sorumluluğunu artırıcı nitelikteki değişikliklere ve kartın kullanım limitinin yükseltilmesine ilişkin olarak kefilin ilave şartlara dair sorumluluğunun başlaması için kefilin yazılı onayının alınması şarttır. Kredi kartı kullanımlarındaki kefalet, Borçlar Kanununda belirtilen adi kefalet hükümlerine tâbidir. Asıl borçluya başvurulup borcun tahsili için tüm yollar denenmeden kefilden borcun ifası istenemez.
Ticari İşlerde Zamanaşımı
TTK 6:
MADDE 6- (1) Ticari hükümler koyan kanunlarda öngörülen zamanaşımı süreleri, Kanunda aksine düzenleme yoksa sözleşme ile değiştirilemez.

Zamanaşımı ile ilgili süreler emredici hükümlerdir.
En yüksek sınırı aşan ticari işlemlerde TBK 27/2 hükmü uygulanmaz.
TBK 27/2:
Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.

TTK 1530/1
MADDE 1530- (1) Aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ve şartlar batıldır. Ancak, sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken edimler için kanunun veya yetkili makamların koymuş olduğu en yüksek sınırı aşan sözleşmeler en yüksek sınır üzerinden yapılmış sayılır; sınırı aşan edimler hata ile yerine getirilmiş olmasa bile, geri alınır. Bu sınırlarda, Türk Borçlar Kanununun 27 nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi uygulanmaz.

Örnek: Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Kanun’a göre en yüksek faiz %15’tir. Banka X %18 koyup sonra da benim için kabul edilemez diyerek sözleşmeyi iptal edemez.
Faiz
TTK 7/1:
MADDE 7- (1) İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.
İhbar konusu yeni eklenmiş bir hükümdür.


FAİZ

FAİZ

FAİZ
Anapara faizi
(Kapital faizi)
Temerrüd faizi

Kanuni faiz
Akdi Faiz

Basit faiz
Bileşik faiz



Anapara faizi
Temerrüd Faizi
Anapara faizi
Temerrüd Faizi




Temerrüd faizi haksız fiil için de uygulanabilir (=tazminat faizi).
Taraflar hem adi hem de ticari işlerde faiz oranını en yüksek oranı aşmadan kararlaştırabilirler.
Bunu yapmazlarsa kanuni faiz uygulanır.

TTK :
MADDE 8- (1) Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.
(2) Üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerlidir. Şu şartla ki, bu fıkra, sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmaz.
(3) Tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklıdır.
(4) Bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına aykırı olarak işletilen faiz yok hükmündedir.
MADDE 9- (1) Ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.
MADDE 10- (1) Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.

3095 sayılı Kanuni Faiz ve Tam Faiz Hakkındaki Kanun:
Madde 1 – (Değişik : 21/4/2005 - 5335/14 md.)
             Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık yüzde oniki oranı üzerinden yapılır.
             Bakanlar Kurulu, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya yetkilidir.(1)
Madde 2 – (Değişik : 15/12/1999 - 4489/2 md.) Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
             Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.
             Temerrüt faizi miktarının sözleşmede kararlaştırılmamış olduğu hallerde, akdi faiz miktarı yukarıdaki fıkralarda öngörülen miktarın üstünde ise, temerrüt faizi, akdi faiz miktarından az olamaz.
Madde 3 – Kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemez.
             Bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.

Faiz Oranları
Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.
Ama TBK 26/27’ye aykırı olmamalı.
Tacir, basiretli tacir gibi davranması gerektiğinden gabine dayanamaz.
Muzayakaa’ya (zor durumda kalma hali) dayanabilir.
Eğer taraflar sözleşmeyle faiz oranını belirlemezse 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Tam Faiz Hakkındaki Kanuna göre belirlenir.
Kanuni faiz, anapara faizi için adi ve ticari iş için aynıdır. Oran %9.
Temerrüd faizinde durum farklıdır:
·         Adi işlerde %9,
·         Ticari işlerde (= avans faizi) açıkça talep edilmişse %11,75, edilmemişse %9.
Avans faizinin açıkça belirtilmesi çok önemlidir.
Akdi Oran: Sözleşmeyle belirlenen faiz oranı.


FAİZ ORANLARI
KAPİTAL FAİZİ
TEMERRÜD FAİZİ
ADİ İŞLERDE
TİCARİ İŞLERDE
ADİ İŞLERDE
TİCARİ İŞLERDE
Kanuni faiz oranının % 50’sini aşamaz.
%13,5’e kadar serbestçe kararlaştırılabilir.
Kanuni oran % 9.
Serbestçe kararlaştırılabilir.
-Üst sınır emredici hüküm.
-Tacir için sadece muzayakaa hali.
Kanuni oran % 9 (3095 sayılı Kanun).
Adi işlerde kanuni oran %9.
Sözleşmeyle kanuni faiz oranının % 100’ünü aşamaz (max % 18).
Kanuni oran (3095 sayılı Kanun)
Açıkça talep edilmişse %11,50, edilmemişse %9
Avans faizinin açıkça belirtilmesi çok önemlidir.
Kural olarak üst sınır yok.
Adi işlere göre faiz oranı daha yüksektir.







TBK 88/2:
MADDE 88- Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.

TTK 8:
MADDE 8- (1) Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.

Avans faiz oranı şu anda %11.50, 6 ayda bir değişir.
2006 öncesinde reeskont uygulaması vardı, artık uygulanmıyor.
Temerrüd faizi akdi faizden daha az olamaz.
Yabancı Para Borçlarına Faiz
3095 sayılı Kanun md 4a:
Madde 4/a – (Ek : 14/11/1990 - 3678/30 md.)
             Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.
Ticari İşlerde Faizin Özellikleri
1.       Daha yüksek oranda temerrüd faizi isteyebilme
2.       TTK 8’e göre serbestçe kapital ve temerrüd faizini belirleyebilme
3.       Açıkça kararlaştırılmasa da kapital faizi isteyebilme
4.       Bazı durumlarda istisnaen bileşik faiz istenebilir. (Adi işlerde kesinlikle yasak)
Bileşik faize dair istisnalar
(ne zaman kararlaştırılabilir?)
1.       Kapital faizde:
a.       Her iki tarafı da tacir olan cari hesap sözleşmelerinde
b.      Her iki taraf için de ticari iş sayılan ödünç sözleşmelerinde
2.       Temeerüd faizinde:
a.       Kambiyo senetlerinde müracaat (başvuru) hakkı
Cari Hesap Sözleşmeleri
TTK 89
MADDE 89- (1) İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir.
Ör. Kredi sözleşmeleri
Tarafların ikisi de tacir olmalı, biri tüketici olmamalı.
TTK 8
MADDE 8- (1) Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.
(2) Üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerlidir. Şu şartla ki, bu fıkra, sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmaz.
(3) Tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklıdır.
(4) Bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına aykırı olarak işletilen faiz yok hükmündedir.

Temerrüd faizine temerrüd faizi işlemez. İşletilirse yok hükmündedir. (İSTİSNA: Senedin borçlusu ödemediğinde imzası olan diğerlerine gidilir, buna müracaat hakkı denir, bu durumda temerrüd faizine temerrüd faizi işletilir)
TTK 8 kapital faizi içindir.
Ticari Hükümler
Ticaret hukukunda örf ve adet yazılı normların önüne geçer.
Uygulanacak hükümlerde sıra:
1.       Emredici hükümler
2.       Sözleşme hükümleri
3.       Ticari nitelikli tamamlayıcı ve yorumlayıcı hükümler
4.       Ticari nitelikli örf ve adet kuralları
5.       Genel nitelikli tamamlayıcı ve yorumlayıcı hükümler
6.       Genel nitelikli örf ve adet kuralları
7.       Hakimin hukuk yaratması

Ticari nitelikli örf ve adet kuralları mahkeme kararına gerekçe teşkil edebilir. Sadece tacirlere uygulanır. Tarafların ikisi de tacir olmalıdır.
5174 sayılı Odalar Kanunu md 17: Oda meclisleri mahkemenin isteği üzerine bilgi vermekle yükümlü.

TTK 2:
MADDE 2- (1) Kanunda aksine bir hüküm yoksa, ticari örf ve âdet olarak kabul edildiği belirlenmedikçe, teamül, mahkemenin yargısına esas olamaz. Ancak, irade açıklamalarının yorumunda teamüller de dikkate alınır.
(2) Bir bölgeye veya bir ticaret dalına özgü ticari örf ve âdetler genel olanlara üstün tutulur. İlgililer aynı bölgede değillerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmedikçe, ifa yerindeki ticari örf ve âdet uygulanır.
(3) Ticari örf ve âdet, tacir sıfatını haiz bulunmayanlar hakkında ancak onlar tarafından bilindiği veya bilinmesi gerektiği takdirde uygulanır.
Ticari Örf ve Adet ve Ticari Teamül
Teamüller de yerleşmiş kurallardır ancak örf adet kadar bağlayıcı değildir.
Ticari teamül kanunda açıkça belirtilmedikçe mahkeme hükmüne temel teşkil etmez.
Ticari teamül sözleşmedeki taraf iradelerinin yorumlanmasında işe yarar.
Ticari teamül de sadece tacirlere uygulanır.
Tacir

Gerçek kişi tacir
TTK 12:
MADDE 12- (1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir.
(2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır.
(3) Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.


Müeyyide tacir olmak değil tacir gibi sorumlu olmaktır.
Tacir olmanın haklarından yararlanamaz, yükümlülüklerinden sorumlu olur.
En olumsuz sonuç iflastır.

Tacir sıfatı işletmenin kurulması ile kazanılır, 15 gün içinde tescil edilmelidir.
Tescil bildirici niteliktedir.
İşletmenin başlaması tartışmalıdır.  Sıfatın kazanılmasında iki İSTİSNA:
1.       Erken Tescil: Kişi başlamadan önce tescil başvurusu yapar, tescil kurucu niteliktedir. Tescil tarihinde tacir sıfatını kazanır.
2.       İlanla Duyuru: Kişi başladığını ilanla duyurur.
İşletmenin kimin adına işletildiği çok önemlidir.
Gerçek kişi tacirlere özgü özel durumlar
TTK 15:
MADDE 15- (1) İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.
Yasaklı kişiler
Ticaretle uğraşması yasak kişiler uğraşırsa (hakim, noter, subay, vb.) TACİR SAYILIRLAR.
Gerekli şartları sağlamadan ticaretle uğraşan kişiler TACİR SAYILIRLAR.
TTK 14:
MADDE 14- (1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır.
(2) Birinci fıkraya aykırı hareketin doğurduğu hukuki, cezai ve disipline ilişkin sorumluluk saklıdır.
Küçük ve kısıtlılar
TTK 13:
MADDE 13- (1) Küçük ve kısıtlılara ait ticari işletmeyi bunların adına işleten yasal temsilci, tacir sayılmaz. Tacir sıfatı, temsil edilene aittir. Ancak, yasal temsilci ceza hükümlerinin uygulanması yönünden tacir gibi sorumlu olur.
Tüzel kişi tacir
TTK 16:
MADDE 16- (1) Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.
(2) Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.
Adi Şirket/Ticari Şirket

Adi Şirket
Ticari Şirket
Tüzel kişiliği yok.
Tüzel kişiliği var.
En az iki kurucu gerekli.
Ortak sayısı her sayı olabilir.
Elbirliği mülkiyet.
Türleri:
1.       Kollektif
2.       Komandit
3.       Kooperatif
4.       Limited
5.       Anonim
Ortakları tacir sıfatına sahiptir.
Ortaklar kaç kişi olursa olsun tacir sayılmaz.
Haklar ve borçlar ortaklara ait.
Haklar ve borçlar tüzel kişiliğe ait.
Birisi işletmeyi “kısmen işletiyorsa” bu bir adi şirkettir.
“Kısmen işletme” durumu tüzel kişilikte söz konusu olmaz.
TBK 620
MADDE 620- Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.
Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır.

TTK 124
MADDE 124- (1) Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.
(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket
sermaye şirketi sayılır.
Tescille tacir olunur.
Tescille tüzel kişilik kazanır.


Tüzel kişi tacirler
1.       Ticaret şirketleri
2.       Ticari işletme işleten dernek ve vakıflar
a.       İSTİSNA: kamuya yararlı dernek ve vakıflar
3.       Kamu tüzel kişisi tarafından sermayesi karşılanan ve özel hukuk hükümlerine göre işletilmek üzere kurulmuş kurumlar.
a.       KİT’ler
b.      Diğer
Tüzel kişi olmadığı halde tacir sayılanlar
1.       Donatma iştiraki: TTK 1064
2.       Hakim teşebbüs: TTK 195 (Sabancı Holding = Lassa+Avivasa+Teknosa+ etc)
3.       Kamu tüzel kişilerince veya kamuya yararlı dernek veya vakıflarca işletilen ticari işletme


Kollektif / Komandit Şirket
Anonim / Limited Şirket
Ticari işletme için kurulurlar.
Sermaye şirketi tipinde şirketler.
Şahıs şirketleridir.
Her türlü ekonomik amaç için kurulabilirler.”
Az sermayeyle kurulabilirler.




Kamu tüzel kişileri ve kamuya yararlı dernek ve vakıflar ticaretle uğraşsalar da tacir sayılmazlar. Çünkü tacir olsalar, alacaklı iflaslarını talep edebilir.
TTK 16
MADDE 16- (1) Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.
(2) Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.

Devlet, kamu tüzel kişileri kesinlikle tacir olmaz.
Kamu tüzel kişilerinin ticari işletme işletmesi
Kamu hukuku hükümlerine tabi ise TTK uygulanmaz.
Özel hukuka göre ticari işletme işletirse kendisi tacir sayılmaz, kurduğu kurum tacir sıfatını alır.
1.       233 sayılı KHK’ye bağlı kurum: KİT’ler tacirdir, iflas edebilir.
2.       Özel hukuka tabi ve ticari şekilde işletilecek diğer kurumlar: Ör ASKİ, tacirdir.
Hakim teşebbüs
TTK 195:
MADDE 195- (1) a) Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketinin, doğrudan veya dolaylı olarak;
1. Oy haklarının çoğunluğuna sahipse veya
2. Şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkını haizse veya
3. Kendi oy hakları yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri ya da ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa,
b) Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutabiliyorsa, birinci şirket hâkim, diğeri bağlı şirkettir. Bu şirketlerden en az birinin merkezi Türkiye’de ise, bu Kanundaki şirketler topluluğuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Birinci fıkrada öngörülen hâller dışında, bir ticaret şirketinin başka bir ticaret şirketinin paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek miktarda paylarına sahip bulunması, birinci şirketin hâkimiyetinin varlığına karinedir.
Hakim teşebbüs:
·         Tacirdir.
·         Şirket olmak zorunda değil.

Donatma İştiraki
Gemiler çok pahalı olduğu için paylı mülkiyet şeklinde satın alınıyor.
Tüzel kişiliği yok, bir tür adi şirket gibi.
Tacir hükümlerine tabidir.
Burada kim tacirdir? Farklı görüşler var:
·         Donatma iştiraki tacirdir.
·         Müşterek donatanlar tacirdir (Yargıtay).
Tacir sıfatının kaybı
Gerçek kişi işletmeyi bıraktığı anda sıfatı kaybeder.
Birden fazla işletmesi varsa birini bırakınca sıfatı devam eder.
Ticareti terkeden tacir İİK 44’e göre durumu ticaret siciline bildirir.
Terkin ilanından itibaren 1 yıl süreyle eski alacaklılar ister icra, ister iflas yoluyla takip yapabilirler.
İcra-iflas farkı
İcra takibinde alacak ne kadarsa o miktar takibe konu olur.
Sadece takibi başlatan alacaklı takipten yararlanır.
Borçlunun tacir olması şart değildir.
İflasta tacir borcunu ödeyemediğinde bütün mal varlığına el konur.
Külli takip yöntemi.
Tüm mal varlığı paraya çevrilir.
Tüm alacaklılar takipten yararlanır.
Kural olarak sadece tacirlere uygulanır.
Tacirler her türlü borçtan dolayı iflas edebilirler.
İSTİSNALARI:
1.       TTK 12/3, tacir gibi sorumlu olanlar
2.       İİK 44 Eski tacir 1 yıl daha iflasla sorumlu tutulabilir.
3.       Kollektif ve komandit şirkete ortaklık
4.       Bankacılık kanunu madde 110
5.       Sermaye piyasası kanunu md 90
(4 ve 5 şahsın iflasına ilişkindir)
Tacir olduğu halde iflas edemeyenler:
Özel düzenlemeye tabi kurumlar: ASKİ, TÜBİTAK, SGK.
KİT’ler tacir olduklarından iflas edebilirler.
Tacir olmadığı halde iflas edebilen kişiler: TTK 12/3
TTK 12/3
MADDE 12- (1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir.
(2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır.
(3) Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.
İİK 44:
Madde 44 – (Değişik: 18/2/1965-538/22 md.)
Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Keyfiyet ticaret sicili memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete'de ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mutat ve münasip vasıtalarla ilan olunur. İlan masraflarını ödemeyen tacir beyanda bulunmamış sayılır.
Bu ilan tarihinden itibaren bir sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında iflas yolu ile takip yapılabilir.
Ticareti terk eden tacir, mal beyanının tevdii tarihinden itibaren iki ay müddetle haczi kabil malları üzerinde tasarruf edemez.
Kollektif ve komandit şirkete ortaklık

Ticaret fonu
Fransız hukukunda var, bizde yok.
Tacirin ticari ve özel malvarlıkları arasındaki sınır
Bizde boşanmak isteyen eş bile nafaka borcu nedeniyle tacirin iflasını isteyebilir.
Tasfiye
İİK 44 Tüzel kişi tacire uygulanmaz. Çünkü ticareti terketmesi ölmesi demek!
Ara kavram: Tasfiye aşaması

X----------------------------------------------------------------------------------x
Sona erme sebebi                    TASFİYE AŞAMASI                         Terkin

Şirket tasfiye döneminde yeniişlemlere girişemez, sadece elindeki işlemleri temizlemeye çalışır.
Tasfiye aşamasında tüzel kişilik ve tacirlik sıfatı devam eder.
Tacir Olmaya Bağlanan Sonuçlar
1.       İflas
2.       Kanuna uygun ticaret ünvanı seçmek
3.       Ticaret siciline tescil
4.       Ticari defterleri tutmak

TTK 18:
MADDE 18- (1) Tacir, her türlü borcu için iflasa tabidir; ayrıca kanuna uygun bir ticaret unvanı seçmek, ticari
işletmesini ticaret siciline tescil ettirmek ve bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmakla da yükümlüdür.
Sorumluluk Kıstasına Göre Şirketler

Şahıs Şirketi
Sermaye Şirketi
Ortaklar tüm malvarlıklarıyla ve müteselsilen sorumludur.
Ortakların sorumluluğu koyulan sermaye ile sınırlıdır.

Zarar edince ortaklardan istenemez.

Kâr ortaklar arasında paylaştırılır.
Ortaklar tacir.
Ortaklar tacir değil.

Anonim ve limited şirketler.


Kollektif Şirket
Şirketin 3. Kişilerle işlem yaptığı durumlarda tüzel kişinin malvarlığı borcu karşılamazsa alacaklılar tacir olmamalarına rağmen ortakların mallarına da gidebilir.
Şirketin iflası istenmişse ortakların da tacirmiş gibi iflası istenebilir.
Borçlardan şirket 1. Derecede, ortaklar 2. Derecede sorumlu.
TTK 238/2 ve 240
Komandit Şirket

Komandit Şirket
Komandite Ortak
(sınırsız sorumlu ortak)
Komanditer Ortak
(sınırlı sorumlu ortak)
Kollektif ortak gibi sorumlu
Sermaye şirketindeki ortak gibi sorumlu
Şirketin borçlarına karşı tüm malvarlığı ile ikinci dereceden sorumlu
Şirketin borçlarından dolayı iflas yoluyla takip edilemez.


Bankalar
Bankacılık Kanunu 10:
Bankalar anonim şirket, ortaklar tacir değil.
Mudilerin korunması için özel düzenleme mevcut.
Banka iflas edince tüzel kişilik iflas eder, ama yöneticilerin / ortağın kusuru varsa kusurlu şahsın iflasına da karar verilebilir.
Sermaye Piyasası Kanunu
Md 90
Bazı faaliyetlerle uğraşan anonim şirketler “sermaye piyasası kurumu” olarak adlandırılır. Ör: arıcılık.
Kusurlu olarak iflasa neden olan yöneticilerin / ortağın şahsın iflasına da karar verilebilir.
Ticaret Siciline Kaydolma
15 gün içinde yapılmalıdır.
Odalara Kaydolma
Ticaret ve sanayi odaları.
Bir yükümlülüktür.
5174 sayılı Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu
Her tacir bulunduğu yerdeki odaya kaydolmak zorundadır.
1 ay içinde kaydolmazsa re’sen yapılır.
Ticaret Ünvanı Seçme ve Kullanma
Bir haktır.
Esnafın bu hakkı yoktur.
Ticari İş Karinesine Sahip Olma
Bir yükümlülüktür.
Tacirin tüm işleri TTK 11/1 gereği ticari iştir.
Ticari Örf ve Adete Sahip Olma
Tacir ticari örf ve adeti biliyor kabul edilir.
Ticari Defter Tutma ve Ticari Defter Sayesinde İspat Kolaylığından Yararlanma
Hem hak hem yükümlülüktür.

Basiretli Bir İşadamı Gibi Davranma Yükümlülüğü
Objektif özen yükümlülüğü.
Yargıtay: Geleceği öngören, hiç hastalanmayan, vb. katı bir sorumluluk.
Uzman olduğu konuda basiretli olması beklenir.
Aşırı yararlanmada (gabin) tacir sözleşmeyi iptal için düşüncesizlik ve deneyimsizliği ileri süremez, sadece zor durumda olmayı ileri sürebilir.
TTK 18/2
MADDE 18- (1) Tacir, her türlü borcu için iflasa tabidir; ayrıca kanuna uygun bir ticaret unvanı seçmek, ticari işletmesini ticaret siciline tescil ettirmek ve bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmakla da yükümlüdür.
(2) Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.
(3) Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.
(4) Tacir sıfatına bağlı olan diğer hükümler saklıdır.
Ücret ve Faiz İsteme Hakkı
TTK 20:
MADDE 20- (1) Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir. Ayrıca, tacir, verdiği avanslar ve yaptığı giderler için, ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanır.
Kural olarak bir tacir karşılıksız iş görmez.
Vekaletsiz iş görenin ücret hakkı kanunda öngörülmemiştir.
Ücret ve Cezanın (Cezai Şartın) İndirilmesi İsteyememe
TBK 182:
MADDE 182- Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler.
Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.
Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.
TTK 22:
MADDE 22- (1) Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez.

Yargıtay Genel Kurul Kararı:
Cezai şart tacirin ekonomik mahvına yol açıyorsa ahlaka aykırılık gerekçesiyle TBK 26-27’ye aykırı sayılarak indirilebilir.


TTK 22
TBK 182
TBK 525
TBK 121
Aşırı cezai şartın indirilmesi talep edemez.
Simsarlık ücretinin indirilmesini talep hakkından tacir yararlanamaz.
Tacir borcunun ödenmesinde temerrüde düşerse temerrüd faizi icra takibi veya dava anında başlar. Aksi de kararlaştırılabilir.
İSTİSNA: Kapital faizi, irat, bağış borçları.


Fatura Verme ve Faturaya İtiraz Etme
TTK 21/1:
MADDE 21- (1) Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.
(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
(3) Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.
Vergi Usul Kanunu 231/5
Fatura vermek zorunludur.
Vergi Usul Kanunu 229
Faturanın olağan içeriği: düzenleme tarihi, düzenleyenin adı, ticaret ünvanı, vb, malın ismi, türü, miktarı, fiyatı, tutarı, teslim edilmişse teslim tarihi
Faturaya İtiraz Edilmezse İçeriği Kabul Edilmiş Sayma
TTK 21/2
(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Hakim görüş: Bu kural sadece tacirler içindir.
Diğer görüş: “Kişi” denilerek herkes kastedilmiş.
Alındığı tarih: Fatura kesim tarihi. Malın teslim tarihi değil.
8 gün: İş günü değil, normal gün.
Faturaya itiraz edlmezse yazılı kanıt niteliği kazanır. Aksinin ispatı için de yine yazılı kanıt gerekir.
TTK 21/2 için
Geçerli bir sözleşme + geçerli bir fatura bulunmalıdır.
Tanımadığın birinden gelen faturaya itiraz etmesen de olur.
Proforma Fatura: Sözleşme kurulmadan, sözleşme teklifi niteliği taşıyan belge. Fatura değildir. İcap niteliğindedir. İtiraz edilmezse bağlayıcılığı yoktur.
Yargıtay GKK: Faturaya itiraz edilmezse sadece olağan içerik kabul edilmiş sayılır. Faturayla sözleşme şartları değiştirilemez.

Teyit Mektubu
Sözlü olarak yapılmış sözleşmenin yazıya dökülmesidir. Sözlü görüşmenin unsurları aynı kalmalıdır.
Sözleşmenin kuruluş safhasıyla ilgilidir.
TTK 21/3
(3) Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.
İtiraz edilmezse yine yazılı kanıt gerekir.
Geçerli bir sözleşme + geçerlilik şartı gerekir.
Belli konulardaki ihtar ve ihbarları yapma zorunluluğu
Geçerlilik değil, ispat sorunu.
Basiretli tacir mümkün olduğunca yazılı kanıt toplamalıdır.
Karşı tarafı temerrüde düşürmek, sözleşmeden dönmek, sözleşmeyi feshetmek (bunlar sınırlı sayıdadır) için aşağıdaki ispat şartlarından biri gerekir:
1.       Noter
2.       Taahhütlü mektup
3.       Telgraf
4.       KEP (kayıtlı elektronik posta sistemi)
Ön şart iki tarafın da tacir olmasıdır.
Hapis hakkını kullanmada kolaylık
Üç şartı vardır:
1.       Mala sizin ricanızla zilyet olmuş
2.       Alacağı muaccel olmuş
3.       Alacak ve zilyetlik arasında tabii bir bağlantı olması gerekir.
Ödeme yapılmadan eşyaları indirmeyen nakliyeci örneği
TMK 950:
MADDE 950.- Alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması hâlinde, borç ödeninceye kadar hapsedebilir.
Zilyetlik ve alacak ticarî ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılır.
Alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyiniyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olur.

Ticari satışlarda özel hükümlere tabi olmak
TTK 23:
MADDE 23- (1) Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.
a) Sözleşmenin niteliğine, tarafların amacına ve malın cinsine göre, satış sözleşmesinin kısım kısım yerine getirilmesi mümkün ise veya bu şartların bulunmamasına rağmen alıcı, çekince ileri sürmeksizin kısmi teslimi kabul etmişse;
sözleşmenin bir kısmının yerine getirilmemesi durumunda alıcı haklarını sadece teslim edilmemiş olan kısım hakkında kullanabilir. Ancak, o kısmın teslim edilmemesi dolayısıyla sözleşmeden beklenen yararın elde edilmesi veya izlenen amaca ulaşılması imkânı ortadan kalkıyor veya zayıflıyorsa ya da durumdan ve şartlardan, sözleşmenin kalan kısmının tam veya gereği gibi yerine getirilemeyeceği anlaşılıyorsa alıcı
sözleşmeyi feshedebilir.
b) Alıcı mütemerrit olduğu takdirde satıcı, malın satışına izin verilmesini mahkemeden isteyebilir. Mahkeme, satışın açık artırma yoluyla veya bu işle yetkilendirilen bir kişi aracılığıyla yapılmasına karar verir. Satıcı isterse satış için yetkilendirilen kişi, satışa çıkarılacak malın niteliklerini bir uzmana tespit ettirir. Satış giderleri satış bedelinden çıkarıldıktan sonra artan para, satıcının takas hakkı saklı kalmak şartıyla, satıcı tarafından alıcı adına bir bankaya ve banka bulunmadığı takdirde notere bırakılır ve durum hemen alıcıya ihbar edilir.
c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
TTK 1530/2-8
MADDE 1530- (1) Aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ve şartlar batıldır. Ancak, sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken edimler için kanunun veya yetkili makamların koymuş olduğu en yüksek sınırı aşan sözleşmeler en yüksek sınır üzerinden yapılmış sayılır; sınırı aşan edimler hata ile yerine getirilmiş olmasa bile, geri alınır. Bu sınırlarda, Türk Borçlar Kanununun 27 nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi uygulanmaz.
(2) Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
(3) Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır.
(4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa,
bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir.
(5) Sözleşmede öngörülen ödeme süresi, faturanın veya eş değer ödeme talebinin veya mal veya hizmetin alındığı veya mal veya hizmetin gözden geçirme ve kabul usulünün tamamlandığı tarihten itibaren en fazla altmış gün olabilir. Şu kadar ki, alacaklı aleyhine ağır bir haksız durum yaratmamak koşuluyla ve açıkça anlaşmak suretiyle taraflar daha uzun bir süre öngörebilirler. Ancak alacaklının küçük yahut orta ölçekli işletme (KOBİ) veya tarımsal ya da hayvansal üretici olduğu veya borçlunun büyük ölçekli işletme sıfatını taşıdığı hâllerde, ödeme süresi, altmış günü aşamaz.
(6) Gecikme faizi ödenmeyeceğini veya ağır derecede haksız sayılabilecek kadar az faiz ödeneceğini, alacaklının geç  ödeme dolayısıyla uğrayacağı zarardan borçlunun sorumlu olmayacağını veya sınırlı bir şekilde sorumlu tutulabileceğini öngören sözleşme hükümleri geçerizdir. Geçersizlik durumunda yedinci fıkra uygulanır.
(7) Bu madde hükümleri uyarınca alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası her yıl ocak ayında ilan eder. Faiz oranı, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olmalıdır.
(8) Mal veya hizmet bedelinin taksitle ödenmesinin öngörüldüğü durumlarda, bu maddenin ödeme sürelerini düzenleyen hükümleri birinci taksit bakımından uygulanır. Her bir taksit tutarının ödenmeyen kısmı yedinci fıkrada öngörülen oranda gecikme faizine tabidir. Alacaklının küçük veya orta ölçekli işletme veya tarımsal veya hayvansal üretici olup borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hâllerde taksitle ödemeyi öngören sözleşme hükümleri geçersizdir.

Ayıp ihbarı:
TTK 23/1c
Dört zorunlu şekil şartına bağlı değil.
TBK’da zamanaşımı 2 yıl
Tacir için bildirim süresi 2 ve 8 gün
Zamanaşımı TBK ile aynı, süre sözleşme ile uzatılabilir, kısaltılamaz.

TTK 1530: AB yönergesi ışığında
İki taraf da tacirse mal ya da hizmet tesliminden itibaren 60 gün içinde ödeme yapılmalıdır.
Temerrüt tarihinde vade 60 günden daha uzun olamaz.
Bir taraf KOBİ ise, taraflar hiç süre kararlaştımamışsa 30 gün kabul edilir.
Malı teslim etmiş taciri koruyor.
Esnaf hakkında uygulanacak TTK hükümleri
TTK 15:
MADDE 15- (1) İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.

Esnaf ve Sanatkarlar Sicili
Esnaf olabilmek için:
1.       Bakanlar Kurulu’nun belirlediği sınırı aşmamak
2.       Koordinasyon kurulunda belirlenen iş dallarında çalışmak
Her küçük işletme esnaf işletmesi değildir.
Esnafa tacir olmanın yükümlülükleri uygulanmaz.
İSTİSAİ olarak 4 durumda TTK uygulanır:
1.       Tacirlerin ücret alma hakkı
2.       İşletme adı kullanma hakkı
3.       TMK 950/2 tabii bağlantıdan yararlanma hakkı
4.       Ticari işletme rehni kanunu kapsamında işletmesi üzerinde ticari işletme rehni kurdurma hakkı
Ticari Yargı
Kural olarak ticari davanın görüleceği yer Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.
İstisnalar var ve önemli.

Ticari Dava (TTK 4)
1.       Mutlak Ticari Dava
2.       Nisbi Ticari Dava
3.       Tarafların en az birinin işletmesini ilgilendirmesi şartıyla Ticari Dava sayılan davalar

Mutlak Ticari Dava

Nisbi Ticari Dava

Tarafların en az birinin işletmesini ilgilendirmesi şartıyla Ticari Dava sayılan davalar
Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaz
İki taraf da tacirdir
Tarafların en az birinin ticari işletmesi ile ilgili olması şarttır.
Uyuşmazlığın niteliğine (ticari olup olmadığına) bakılmaz
Uyuşmazlık iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgilidir.
Havale
Vedia
Fikir ve Sanat Eseri Sahibinin Haklarına ilişkin davalar
Sayılmış belirli davalar:
·         TTK’da her husustan doğan uyuşmazlıklar
·         TTK 4’te sayılan uyuşmazlıklar
o   Rehin karşılığı ödünç
o   İşletmenin devri ve birleşmesi
o   Hizmet sözleşmesinde rekabet yasağı
o   Yayın sözleşmesi
o   Kredi mektubu ve kredi emri
o   Komisyon sözleşmesi
o   Ticari temsilciler ve ticari vekiller
o   Fikri mülkiyet mevzuatı davaları KHK: İHTİSAS MAHKEMESİ
o   Bankacılık mevzuatı
o   Borsalar ve ticarete özgü yerlerde doğan davalar
·         Özel kanunlarda sayılan uyuşmazlıklar
o   Kooperatiflerden doğan davalar
o   İflas davaları
o   TİRK’ten doğan uyuşmazlıklar
o   Vb.
Hangi gerekçeyle dava açıldığının önemi yoktur.




Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Görevi = Ticari davalar + Ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri
Ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri.
·         Kıymetli evrakın iptali
·         Vb
Meblağ 300.000 TL’nin üzeirndeyse mahkeme kurul halinde çalışır.
Asliye Ticaret Mahkemesi yoksa Asliye Hukuk Asliye Ticaret sıfatıyla bakar.
Aralarındaki ilişki GÖREV ilişkisidir.
İş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar iş mahkemesinde görülür (rekabet yasağı da).
İhtisas mahkemesinin alanına giren konu Asliye Ticarette açılırsa: görevsizlik.
Ticaret Davalarında Usul
Özel bir usul yok.
Yazılı yargılama esas.
Bazı davalarda basit usul (kooperatif davaları, kıymetli evrakın iptali vb)
Ticaret Sicili
Ticari işletmelerin ve tacirlerin sicili
Resmi sicildir.
Ticaret ve sanayi odaları tutar. Gümrük ve Sanayi Bakanlığının denetiminde.
Bunlar yolsuz tescilden müteselsilen sorumlu olurlar.
Bir kişinin birden fazla şirketi varsa her şirket ayrı tescil edilir.
Adi şirketin her ortağı ayrı ayrı tescil edilir.
Ticaret sicili alenidir, herkes görebilir. Ticaretsicili.gov.tr
Ticaret siciline tescil edilen her husus ticaret sicil gazetesinde yayınlanmak zorundadır.
Tescil talebi: Hukuki yararı olacak bir kişinin başvurusu
Tescil süresi: 15 gün






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder