22 Ocak 2015 Perşembe

KAMU MALİYESİ

KAMU MALİYESİ
İhtiyaç
İnsana tatmin edildiğinde haz, tatmin edilmediğinde ise elem ve acı veren histir.
Kişisel İhtiyaçlar
Bireyseldir. Fizyolojik ya da psikolojik olabilir. Piyasa ekonomisinde özel sektörce serbest biçimde arz talep ilişkisi çerçevesinde değerlendirilir.
Kamusal İhtiyaçlar
İnsanların toplum halinde yaşamasından doğan ihtiyaçlardır. Bunların kamu kesimince (devletçe) karşılanması gerekir.

·         Ortak Özellik: Hem kamusal hem de kişisel ihtiyaçlar karşılandığında haz verir.
·         Fark: Kişisel ihtiyaçların karşılanması daha kolaydır.
·         Fark: Kişisel ihtiyaçlar bedelsiz karşılanamaz.
·         Fark: Kişisel ihtiyaçlar arz ve talebe göre belirlenir. Kamusal ihtiyaçların karşılanması için bir karar süreci gereklidir. Modern toplumlarda bunu siyasal iktidar yapar.
Kaynak
İhtiyaçları karşılamak üzere mal ve hizmet üretmek için gerekli faktörlerdir.
EKONOMİ (İKTİSAT)
Tanım
·         Bir toplumda kıt kaynaklar ile sınırsız gereksinimlerin karşılanması sorununa çözüm arayan bir sosyal bilim dalıdır.
·         İnsanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faaliyetlerden doğan ilişkilerin bütününü inceleyen bir bilim dalıdır.
·         İnsanların toplumda para kullanarak ya da kullanmadan ekonomi içinde çeşitli değerler, mal ve hizmet üretme ve toplumdaki bireylere ya da gruplar arasında bölüştürmek için kıt üretim kaynaklarını kullanmak konusundaki tercihlerini inceleyen bir bilim dalıdır.
Ekonominin İnceleme Alanları
·         İnsanların toplumda para kullanarak ya da kullanmadan değişim işlemlerine neden olan faaliyetler,
·         İnsanların çeşitli mal ve hizmetler üretmek ve tüketmek ve bunları bölüştürmek üzere kıt üretim kaynaklarının nasıl kullanıldığı,
·         İnsanların günlük hayatta gözlemlenmesi,
·         İnsanların üretim ve tüketim etkinliklerini nasıl düzenlediği,
·         Servet, bunun ulaşılması ve kullanılması.
Ekonominin Amacı
·         Kıt üretim kaynaklarının etkin kullanımı ile ihtiyaçların en uygun biçimde giderilmesi.
ULUSAL EKONOMİ (MİLLİ İKTİSAT)
1.       Bir milletin kendine özgü ekonomik yapısı.
2.       Dünya üzerindeki her bir toplumun, ulusun ve devletin oluşturduğu ekonomik birim.
İkiye ayrılır:


1.       Özel Ekonomi (Özel mallar ve hizmetler):
a.       Özellikleri:
                                                               i.      Özel mallar ve hizmetlerin üretim ve tüketimine ilişkin faaliyette bulunan kesimdir.
                                                             ii.      Kendine özgü işleyişi, kural ve ilkeleri vardır.
                                                            iii.      Kişilerin bireysel ihtiyaçlarına yöneliktir.
                                                           iv.      Özel mallar ve hizmetlerde fayda tespit edilebilir ve bölünebilir. Kimin ne kadar fayda sağladığı belirlenebilir.
                                                             v.      Özel mallar ve hizmetlerin niteliği arz ve talebe göre belirlenir.
                                                           vi.      Yararlanmak için bedel ödemek gerekir. Bedel, arz ve talebe göre oluşan piyasa fiyatıdır.
                                                          vii.      Özel mallar ve hizmetlerde dışsallık söz konusudur.
Dışsallık: Bir malın üretim ve tüketiminin üçüncü kişilere yarar sağlaması ya da maliyet yüklemesi.
                                                        viii.      Özel ekonomide görece kapasite sınırı dardır.
                                                           ix.      Özel mallar ve hizmetler özel kesim teşebbüslerince üretilse de gerektiği zaman üretimi kamu kesimi de yapabilir.
b.      İşleyişi:
                                                               i.      Tam rekabet koşulları varsa neyin üretileceğine piyasa karar verir.
                                                             ii.      Üreticiler maksimum kâr, tüketiciler maksimum faydayı hedefler.
                                                            iii.      Tüketiciler piyasaya satın alma güçleri oranında egemendirler.
                                                           iv.      Talep artarsa fiyat yükselir, arz artar. Akabinde arz-talep dengesi oluşur.
                                                             v.      Tam rekabet söz konusu ise: firma, marjinal maliyet (MM) marjinal gelire (MG) eşitleninceye kadar üretim yapar.
                                                           vi.      Özel mallar ve hizmetler arz-talep dengesine göre oluşan piyasa fiyatı üzerinden satılır.
                                                          vii.      Özel mallar ve hizmetler sadece bedelini ödeyen yararlanabilir.
2.       Kamu ekonomisi (Kamusal mallar ve hizmetler):
a.       Devletin ekonomik faaliyetleri ve bunların parasal (mali) boyutu:
                                                               i.      Üretim ve tüketim faaliyetleri şeklindedir.
                                                             ii.      Devlet, Anayasa uyarınca bazı görevler üstlenmiştir.
                                                            iii.      Devlet kamusal mal ve hizmet üretimi için üretim ve tüketim yapar.
                                                           iv.      Devletin ekonomik faaliyetleri kamu ekonomisinin inceleme konusu oluşturur.
b.      Kamu ekonomisinin özellikleri:
                                                               i.      Kamusal mallar ve hizmetlerin üretim ve tüketimine ilişkindir.
                                                             ii.      Kendine özgü işleyişi, kural ve ilkeleri vardır.
                                                            iii.      İnsanların toplum halinde yaşamasından doğan ihtiyaçlardır. Bunların kamu kesimince (devletçe) karşılanması gerekir.
                                                           iv.      Fayda tespit edilemez ve bölünemez.
                                                             v.      Kamusal mallar ve hizmetlerin niteliğini ve niceliğini siyasal kararlar belirler.
                                                           vi.      Bunlardan yararlanmak kural olarak bedelsizdir. Ciddi maliyetler gerektirir.
                                                          vii.      Kamusal mallar ve hizmetlerin üretiminin finansmanı kamu ekonomisine özgü kaynaklarca sağlanır, bunlara kamu gelirleri adı verilir. Ör: Vergi.
                                                        viii.      Kamusal mallar ve hizmetlerde de dışsallık söz konusudur. Ancak kamu ekonomisinde kapasite sınırları içinde kalmak koşulu ile, bir kimsenin üretim veya tüketimi bir başkasının üretim veya tüketimini etkilemez veya engellemez. Kapasite sınırları daha yüksektir.
                                                           ix.      Tüketime arz bireysel değil, toplucadır.
                                                             x.      Kamusal mallar ve hizmetlerde sadece kamu kesimi teşebbüslerince üretilebilir. Yarı kamusal mallar ve hizmetlerde özel teşebbüs katkısı da olabilir.
c.       Kamu kesiminde üretilen mal ve hizmetlerin çeşitleri:
                                                               i.      Savunma-Güvenlik
                                                             ii.      Yargı
                                                            iii.      Sağlık-Eğitim
                                                           iv.      Bayındırlık, alt yapı
Kamusal mal ve hizmetler

İkiye ayrılır:
1.       Tam (mutlak) kamusal mal ve hizmetler
2.       Yarı kamusal mal ve hizmetler

Kamusal mal ve hizmetlerin özellikleri
a.       Kamusal malların arzı:
                                                               i.      Bunlar pazarlanamadıklarından talep doğmaz, fiyat oluşmaz. Bu nedenle kâr motifi ile çalışan özel teşebbüsler bu hizmetleri üretmezler.
                                                             ii.      Mutlak kamusal mal ve hizmetler bölünemezler. Bunlar ancak toplumun istifadesine sunulabilir. Sadece kamu kesimi tarafından üretilebilir. Ör: Milli Savunma Hizmetleri.
                                                            iii.      Yarı kamusal mal ve hizmetler kısmen bölünebilir. Ör: Yüksek öğrenim hizmetleri. Harç alınır.
                                                           iv.      Kamusal mal ve hizmetlerin arzını siyasal karar alma mekanizması belirler. (Bütçe).
b.      Tüketimde rakibin olmaması:
                                                              i.      Kamu ekonomisinde kapasite sınırları içinde kalmak koşulu ile, bir kimsenin üretim veya tüketimi bir başkasının üretim veya tüketimini etkilemez veya engellemez.
Barter: İhtiyaç duyduğunuz malları, nakit kullanmadan, kendi ürettiğiniz mallarla değiştirme işlemidir.
c.       Tüketimden mahrum bırakılamama:
                                                               i.      Kamusal mal ve hizmetler bedelsiz olarak arzedilir. (Özellikle tam (mutlak) kamusal mal ve hizmetler).
d.      Üretim hacminin büyüklüğü:
                                                               i.      Kamusal mal ve hizmetler çok büyük miktarlarda üretilir ve sunulur. Kapasite sınırı geniştir.
e.      Piyasaya sunulamama (pazarlanamama):
                                                               i.      Kamusal mal ve hizmetlerin bölünemez oluşunun doğal sonucudur.
                                                             ii.      Tam (mutlak) kamusal mal ve hizmetlerde kamusal fayda söz konusudur.
                                                            iii.      Yarı kamusal mal ve hizmetlerde kısmen bireysel fayda söz konusudur.
                                                           iv.      Kamusal mal ve hizmetlerin piyasa fiyatı yoktur.
f.        Tüketimin bazen zorunlu görülmesi:
                                                               i.      Bu hizmetlerden yararlanmak bazen toplumsal fayda nedeniyle zorunlu olabilir. Ör: Askerlik.
g.       Düzey:
                                                               i.      Kamusal mal ve hizmetler bölgesel ve ulusal düzeyde ele alınabilir.
1.       Ulusal düzeyde: merkezi yönetimce
2.       Bölgesel düzeyde: yerel yönetimlerce, bölge düzeyinde faydanın bölünmezliği söz konusudur.

TAM (MUTLAK) KAMUSAL MAL VE HİZMETLER

·         Toplumun tümünün ortak ve eşit kullanımı söz konusudur.
·         Bölünemez faydalar yaratır.
·         Dışsallık söz konusudur.
·         Bedel alınmaz.
·         Ciddi bir maliyet söz konusudur.
·         Kamu ekonomisine özgü kaynaklarla finanse edilir.
·         Ör: Milli savunma hizmetleri
YARI (KARMA) KAMUSAL MAL VE HİZMETLER
·         Bireysel fayda ölçülebilir niteliktedir.
·         Kısmen bir bedel söz konusudur.

KAMU EKONOMİSİNİN FONKSİYONLARI VE ULUSAL EKONOMİNİN GEREKLİLİKLERİ
·         Kamu ekonomisinin büyüklüğü ve payı rejimin türüne ve benimsenen ekonomi anlayışına bağlıdır.
·         Her halükarda kamu ekonomisi mevcuttur.
·         Kamu ekonomisi kapsamındaki üretim ve tüketim faaliyetleri ülkedeki
o   üretim seviyesini,
o   işsizlik oranlarını,
o   fiyatlar genel düzeyini ciddi biçimde etkiler.
·         Kamu gelirleri yeterli değilken kamu harcamaları fazla ise ortaya bütçe açığı çıkar.
·         Bu açık borçlanma ile kapatılır.
·         Enflasyon ortaya çıkar ve fiyatlar genel düzeyi yükselir.
SİYASAL KARAR ALMA MEKANİZMASININ KAMU HİZMETLERİNİN NİTELİK VE NİCELİĞİNE ETKİSİ
·         TBMM Türkiye’nin siyasal karar alma mekanizmasıdır. (Yasama ve yürütme organları)
·         Kamusal mal ve hizmetlerin üretiminde talep etkili değildir.
·         Tüm rejimlerde kamu ve özel ekonomi birlikte faaliyet gösterir.
·         Her ikisinde de kıt kaynaklar söz konusudur.
·         Topluma sunulacak olan hizmetler bütçeleri belirler.
·         Piyasa ekonomisinde ise bütçeye değil, ekonomi teorisine göre bir yapılanma söz konusudur.
KAMU MALİYESİ

Devletin ekonomik faaliyetleri ile ilgilenir.
Devletin mali alandaki gider yapma ve gelir toplama biçimindeki faaliyetleri ile ilgilenen bir sosyal bilim dalıdır.
Para:
·         Pozitif boyut: para akışı
·         Negatif boyut: paranın harcanması
Kamu maliyesinin ilgilediği iki sorun:
1.       Kamu gelirleri: Kamusal ve yarı kamusal mal ve hizmetlerin üretiminde finansal kaynak sorunu
2.       Kamu giderleri: Kamusal ve yarı kamusal mal ve hizmetlerin topluma arzı sorunu
Maliye kendine özgü bir konusu ve metoduyla bir bilim dalıdır.
İktisattan, toplum halinde yaşamaktan kaynaklanan ihtiyaçların karşılanması ile ilgilenmesi noktasında ayrılır.
Kamu gelirleri, borçlanma, bütçe, mali olaylar (bilimin konusu) gibi kavramlarla ilgilenir.
Vergiler kanunla düzenlenir (Anayasa md 73) ve vergi toplama tekeli devlete aittir.
Maliye-Ekonomi (iktisat) İlişkisi

Maliye
Ekonomi (İktisat)
Toplumsal ihtiyaçları inceler.
Bireysel ihtiyaçları inceler.
Hedefler ortaktır:
·         Kalkınmayı, büyümeyi, gelişmeyi sağlamak
·         Milli geliri artırmak
·         Tam istihdam sağlamak
·         Adil gelir dağılımı sağlamak
Hedefler ortaktır:
·         Kalkınmayı, büyümeyi, gelişmeyi sağlamak
·         Milli geliri artırmak
·         Tam istihdam sağlamak
·         Adil gelir dağılımı sağlamak
Somuttur.
Soyuttur.
Somut metotlar kullanır.
Soyut metotlar kullanır.

İkisinin kesiştiği yere KAMU EKONOMİSİ denir.

Tam istihdam hiçbir zaman sağlanamaz, çünkü herkesin istediği işte çalışması anlamına gelmektedir.
Maliye-Politika İlişkisi
Politika (Siyaset)
·         Devletin kuruluşunu, örgütlenişini, uygulamaları ve bunların sonuçlarını inceler.
·         İki temel bölümü vardır:
1.       Siyaset teorisi (kuramı)
2.       Siyaseti uygulayan örgütler
·         Siyasi politikaların temelini mali sorunlar ve planlar oluşturur.
·         Devletin varlığını sürdürmesi için maliyeye ihtiyaç vardır.
·         İkisinin kesiştiği yere MALİYE POLİTİKASI denir.

Maliye-Sosyoloji İlişkisi
Sosyoloji
·         Toplum olaylarını ve insanın toplum içindeki ilişkisini inceler.
·         Toplumsal ve mali olaylar birbiriyle ilişki içindedir.
·         İkisinin kesiştiği yere MALİYE SOSYOLOJİSİ denir.
Maliye-Psikoloji İlişkisi
Psikoloji
·         İnsan davranışını inceler.
·         Maliye de insanların ekonomi alanındaki davranışlarını inceler.
·         Devletin tanıdığı vergi teşvikleri, muafiyetler, istisnalar hepsi ödüllendirmedir.
·         Yayılması istenmeyen faaliyetlere ağır vergiler konur (cezalandırma).
·         Genellikle vergi suçlarına hapis cezası verilmez, finansal cezalar verilir.
·         İkisinin kesiştiği yere MALİYE PSİKOLOJİSİ denir.
Maliye-İşletme Ekonomisi İlişkisi
İşletme Ekonomisi
·         İşletme ekonomisi firma dengesini konu alır, mikroekonomi ile ilgilenir.
·         Maliye bütçe, ödeme, dış ticaret gibi makro dengelerle uğraşır.
·         Her işletme kârı maksimize etmeye çalışır. İşletmelerin kârı da kamu maliyesini yakından ilgilendirir.
·         Vergi bir maliyet unsurudur. Vergi oranında malın fiyatı yükselir.
·         Vergi yolu ile işletmeleri yönlendirmek mümkündür.
Maliye-Ahlak, Tarih, Dil İlişkisi

Maliye-Yönetim Bilim İlişkisi

Maliye-Hukuk İlişkisi
Hukuk: Bireylerin kendi aralarında ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallar bütünüdür. Mali olayları mali hukuk kuralları düzenler.
Anayasa Madde 73Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.
Hukuk devleti, mali hukukun varlığını gerektirir.
Hukuk Devleti İlkesi
Yönetilenler kadar yönetenlerin de hukuk kuralları ile bağlı olduğu rejimdir.
Mali Hukuk
Mali Hukuk:
1.       Vergi Hukuku (Kamu Gelirleri Hukuku)
2.       Harcama Hukuku (Kamu Giderleri Hukuku)
Bu ikisinin kesişme alanı bütçe hukukunu oluşturur.
KAMU GELİRLERİ
Devletin Mali Faaliyetleri ve Finansman Teknikleri
Kamu harcamaları için gelire ihtiyaç vardır.
Vergilendirme bu tekniklerden en önemlisidir.
Kamu Gelirlerinin Yapısı ve Nitelikleri
Farklı türde kamu gelirleri vardır.
Bunlar farklı kaynaklardan sağlanır.
Bunların kendilerine özgü nitelikleri vardır.
Kamu Gelirlerinin Tarihçesi
İlkçağ ve ortaçağda bağış, yardım gibi gönüllü faaliyetler, kralın mülk gelirleri.
Yeniçağda önce korunma karşılığı verilen iradi ödentiler, daha sonra bunlar cebri ödentiler haline geldi.
Bunların belirli hukuk kurallarına uygun toplanmasıyla da vergi kavramı ortaya çıktı.
Kamu Gelirleri-Devlet Gelirleri Ayrımı
Kamu gelirleri içinde:
·         Devlet gelirleri en büyük paya sahiptir.
·         Kamu tüzel kişilerinin gelirleri.
o   Yerel yönetimler
o   Genel yarar için çalışan kuruluşlar: Bunların gelirleri kamu geliri niteliğine yaklaşır, ancak bunlar dar anlamda kamu gelirlerine dahil edilmezler.
§  Ziraat ve ticaret odaları.
§  Barolar
§  Sosyal güvenlik kuruluşları
·         Devlet gelirleri bütçeye giren gelirlerdir. Genel yararlı kuruluşların ve yerel yönetimlerin gelirleri kapsam dışı tutulur.
Kamu Gelirlerinin Yöneldikleri Amaçlar
1.       Mali (Fiskal) Amaç: Kamu harcamaları için finansman sağlamak için yapılan harcamalar
2.       Mali Olmayan (Ekstra-fiskal) Amaç: İnsanları bazı amaçlara sevk ve bazı amaçlardan uzaklaştırmak için yapılan harcamalar (Yargı harçları, çevre dostu araçlardan düşük ÖTV alınması)
Kamu Gelirlerinin Ekonomik Etkileri
Üretim-tüketim
Tasarruf-yatırım
İstihdam
Kamu Gelirlerinin Çeşitleri
1.       Egemenliğe dayanarak elde edilen CEBRÎ kamu gelirleri: Vergiler, vb.
a.       Vergi
b.      Harç
c.       Resim
d.      Şerefiye
e.      Parafiskal gelirler
f.        Para politikası önlemlerinden doğan gelirler
g.       Fonlar
h.      Mali tekeller
i.        Vergi ve para cezaları
2.       Egemenliğe dayanmaksızın elde edilen İRADÎ kamu gelirleri: Özel hukuk ilişkisine dayanan gelirler
VERGİLER
Tanım
Vergi: Devletin ya da vergilendirme yetkisine sahip kamu tüzel kişilerinin kamu hizmetlerinin finansmanını gerçekleştirmek üzere birey ve topluluklardan hukuksal cebir altında tahsil ettiği karşılıksız parasal değerlerdir.
Vergilerin Temel Nitelikleri
Sadece devlet ya da vergilendirme yetkisine sahip kamu tüzel kişileri tarafından toplanır.
Vergi koyma, değiştirme, kaldırma ve asli düzenleme yapma yetkisi münhasıran TBMM’ye aittir.
Vergiler karşılıksız kamu gelirleridir. Vergi mükellefi somut bir hizmet ya da karşılık bekleyemez.
Vatandaş ihtiyaçları kendi isteklerine göre karşılanmadığında demokratik yollardan siyasi iktidara tepki verir.
Vergiler hukuki cebir altında alınır. Yaptırımı vergi cezası ya da gecikme zammıdır.
Vergiler piyasa ekonomisi aktörleri tarafından ödenir.
Kamu sektörü kural olarak vergi ödemez.
Vergiler kural olarak parasal değer/nakit olarak alınır.
Vergilerin mali güce göre alınması gerekir.
Harçlar
Önemli kamu gelirlerindendir.
Harca tabi hizmetler sadece kamu kurum ve kuruluşlarınca verilebilir.
Hizmet alınınca ödenir. Hizmetten yararlanınca ödeme zorunluluğu doğduğundan ihtiyari değil, zorunlu ödemelerdir.
Vergiden farklı olarak belirli bir kamu hizmetinden somut olarak yararlanma söz konusudur.
Harç ödendiği halde hizmet alınmasa yargıya gitme hakkı doğar.
Harçlar da piyasa ekonomisi aktörleri tarafından ödenir.
Kamu sektörü kural olarak harç ödemez.
Harçlar mali güce göre değil, alınan hizmete göre ödenir.
Belediye Gelirleri Kanunu ve Harçlar Kanununda düzenlenmiştir.
Harçlar kural olarak parasal değer/nakit olarak alınır.
Harçlar kamu geliridir.
Resimler
Kamu idarelerinin verdiği izin ya da sağladığı ayrıcalık karşılığında ilgililerden tahsil ettiği kamu geliridir.
Eski bir uygulamadır. Hali hazırda uygulanmamaktadır. Artık bunlar harç ya da vergi olarak alınmaktadır. (Gümrük vergisi, damga vergisi)
Karşılıklı ve cebri bir kamu geliridir.
Harçtan ayırmak zordur.
Şerefiyeler
Harcamalara katılma payı olarak bilinir.
Sadece yerel yönetimlerce alınabilir.
Yerel yönetimlerce o yerde hizmetten yararlanmakta olan gayrimenkul sahiplerinden alınan cebri bir kamu geliridir.
Belediye Gelirleri Kanununda “harcamalara katılma payı” olarak düzeltilmiştir. Yol yapımı, kanalizasyon şebekesi ve su şebekesi harcamalarına katılma payı olarak tanımlanmıştır.
Maliyetin tamamı mükelleften istenemez.
Para ve Vergi Cezaları
Cebri kamu gelirlerindendir.
Karşılık esasına dayanır ama olumsuz bir karşılık söz konusudur.
Para cezalarında kişi işlediği suç nedeniyle maddi varlığının bir kısmını oluşturan parasal değerlerinden mahrum bırakılır.
Vergi cezaları vergi yasalarında vergi suçu sayılan fiilleri işleyenlerden alınır.
Amaç gelir sağlamak değil, caydırıcılıktır.
Bunlar da bir gelir işlemi olarak gelire kaydedilir.
Fonlar
80’li yıllardan sonra önem kazanmış bir kamu geliridir.
Bütçe içi ya da dışı kaynaklardan elde edilerek belli amaçlar için harcamak üzere ayrılarak bir kenarda hazır tutulan kamusal nitelikli paralardır.
Özal zamanında yaygınlaşmıştır.
Ülkemizde bu uygulamalarda aşırılıklara gidilmiş, 2000’li yıllardan sonra fon uygulamaları daraltılmıştır.
Kolay harcama yapabilmenin bir yoludur.
Fonların bir kısmı bütçe içi, bir kısmı bütçe dışıdır.
Maliye Politikası ve Para Politikası Önlemlerinden Doğan Gelirler
Devletin mali egemenliğine dayanan vergilendirme, para basma, borçlanma, para-maliye politikası tedbirleri alma gibi yetkileri vardır.
Basılan kağıt ve madeni paraların maliyeti değerlerinin çok altındadır.
Türkiye ekonomik rejim olarak serbest kur rejimi içerisinde yer alır.
Enflasyon:
Ulusal para biriminin değerinin düşürülmesi ya da karşılıksız para basılarak dolaşımdaki para miktarının artırılması gibi tedbirlerle kısa vadede kamu geliri elde edilir.
Devalüasyon: İhraç mallarının fiyatı düşer, dış ticaret ve bunlardan alınan vergiler artar.
Emisyon hacminin genişlemesi: Vergi toplanmasını kolaylaştırır.
Bunlar kısa vadeli sonuçlardır.
Enflasyon uzun vadede olumsuz sonuçlara yol açar.
Enflasyon en haksız vergidir.” Yasaya dayanmaksızın vatandaştan para tahsil edilir. En çok dar gelirliler etkilenirler.

Mali Tekeller
Devlet talebi esnek olmayan ya da talep esnekliği az olan (insanların mutlaka tüketmeler gereken) malların üretim ve/veya satış ve dağıtımını tekeline alır.
Bu mallar maliyetinin çok üstünde satılarak devlete gelir sağlanır.
Günümüzde serbest piyasa ekonomisi uygulandığından mali tekeller kalkmıştır.
Devlet artık düzenleyici ve denetleyici kurumlara verilen ruhsatlar aracılığı ile gelir elde etmektedir.
Tütün ve Alkol Piyasası Denetleme Kurulu: Üretim yapanlara ruhsat ve bandrol verir.
Parafiskal Gelirler (Vergi Benzerleri)
Genel kamu yararına yönelik bir kısım kuruluşların sundukları hizmetlerin finansmanında kullanılmak üzere kuruluş mensupları ya da kuruluşla ilgili üçüncü kişilerden topladıkları ve merkezi yönetim bütçesi dışında muhasebeleştirilen gelirlerdir.
Bunlar prim ya da aidat adı altında kamu kuruluşları (SGK) ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca (barolar, ticaret ve sanayi odaları, vb.). Sisteme ya da meslek grubuna dahil olan herkes bunları ödemek zorundadır.
Ödenen prim ve aidatlar devletin kasasına değil, kurumun kasasına gider.
Zorunlu Borçlanmalar
Devlet kişinin iradesine bakmadan bir yasaya dayanarak kişilerden hukuki cebir altında borç alır.
Bu para, devletin uygun gördüğü faiz neması ile birlikte geri ödenir. Vergiden farkı budur.
Belirlenen faiz de piyasa faizinin atında tutularak ek gelir sağlanır.
İradi Kamu Gelirleri
1.       Borçlanmalar (Gönüllü/ihtiyari)
2.       Devletlerarası yardımlar
3.       Hibe ve bağışlamalar
4.       Mülk ve teşebbüs gelirleri
Bunlarda cebirle tahsil söz konusu değildir. Devlet özel hukuk kurallarına tabidir.
Gönüllü İradi Borçlanmalar
Devlet tüzel kişiliğinin sağladığı fiil ehliyetine istinaden taraf olarak borç ilişkisine girebilir.
Borçlanma veya finansman ihtiyacı içindeki devlet ya da kamu tüzel kişisi tahvil ya da bono gibi borçlanma enstrümanlarını piyasaya sürer.
Bunları mali yatırım yapmak isteyenler satın alır.
Kesinlikle kamu gücü kullanımı ya da cebir yoktur.
Borç verme gönüllüdür. Vergiden farkı budur.
Ödenen para vade sonunda faizi ile birlikte geri ödenir.
Zorunlu borçlanmadan farkı: Zorunlu borçlanmada faiz piyasanın çok altındadır.
Devletlerarası Yardımlar
Devletlerarası yardım ve hibeler de devlete gelir oluşturur.
Bunlar insani nedenlerden çok siyasi nedenlere dayanır.
40’lı yıllardaki Marshall yardımı. Komünizmi engelleme amaçlıdır.
Silah ve uçak sanayimizi olumsuz etkilemiştir.
Hibe ve Bağışlamalar
Devlet lehine yapılan hibe ve bağışlamalar devlete gelir oluşturur.
Mülk ve Teşebbüs Gelirleri
Bunların tutarı azalmıştır.
Devlet bir iktisadi işletme kurarak bunu işletebilir.
Devletin çoğunluğu gayrimenkul olan malvarlığı vardır. Bunların satış ve kirasından elde ettiği gelirlere mülk gelirleri denir.
Teşebbüs gelirleri ise devletin sermayesinin tümüne ya da büyük kısmına sahip olduğu iktisadi teşebbüslerinin ticari ve sınai faaliyette bulunması sonucunda elde edilen kamu geliridir.
Genel Vergi Teorisi
Devletin birey ve topluluklardan kamu ekonomisine yaptığı kaynak aktarımıdır.
Bu kaynak aktarımı cebri ve karşılıksızdır. Hukuki cebir ile yapılır.
Amacı: Kamu hizmetleri için mali kaynak oluşturmak.
Kamu fonları içinde en büyük payı vergi gelirleri oluşturur. Bu oran sanayileşmiş toplumlarda % 100’e kadar çıkar.
Vergilerin diğer işlevleri:
·         Gelir dağılımının kontrolü ve düzenlenmesi
·         Piyasada fiyat istikrarının sağlanması
Verginin Unsurları
·         Cebri-zorunlu olması,
·         Tek taraflı olarak dayatılması,
·         Hukuki cebir kullanılması
·         Karşılıksız bir ödenti olması
Vergilerin Tarihçesi
Her devirde var olmuştur.
İlkçağlarda yönetene zorunlu olarak ödenirdi.
Toprak vergisi: Savaşta mağlup olanlar yenenlere öderdi.
Roma’da vergi = haraç.
Ortaçağda zorunlu yerine ihtiyari ödemeler vardı. (Bağış, hediye = lütuf)
Gelire göre yapılırdı. Vergi veren halk değil, feodal beyin koruma sağladığı vazallardı.
Otoritenin merkezileşmesiyle vergi cebri hale geldi.
1789 Fransız İhtilali’nden sonra vergiler hizmet sunma amacı ile toplanmaya başladı.
Osmanlılar fethettikleri yerlerde İslamiyeti seçmeyenlerden vergi alma yoluna gittiler.
Osmanlı’da:
1.       Örfi vergiler
2.       Şer’i vergiler
a.       Haraç: Elde edilen ülkelerdeki toprakların yine o toprak sahiplerine bırakılması karşılığında alınırdı.
b.      Aşar (Öşür): Toprak zekatıdır. 1926’da kaldırılmıştır.
c.       Zekat: Sosyal dayanışmayı ifade eder. Müslümanın malının 1/40’ını yani % 2,5’ini fakirlere vermesidir. Zamanla devlet hazinesine giren bir vergi halini almıştır. Birçok türü vardır: Toprak, hayvan, para, maden zekatı gibi.
d.      Cizye: Müslüman olmayanlardan askerlik yapmamaları karşılığında alınan vergi.
İlk vergiler:
·         Şehir kapılarından alınan gümrük vergileri
·         Pazar dışı satışlardan alınan tüketim vergileri
Başlıca Vergicilik Kavramları
Verginin Temel Unsurları
Vergilendirme ilişkisinde alacaklı ve borçlu olmak üzere iki taraf vardır.
1.       Kamu Alacaklıları: Devlet ya da devletten vergilendirme yetkisini almış olan kamu tüzel kişileridir. Vergilendirme ilişkisinin aktif süjesidir.
2.       Kamu Borçlusu (=Mükellef): Vergilendirme ilişkisinin pasif süjesidir.
Vergi Usul Kanunu Madde 8 – Mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüb eden gerçek veya tüzel kişidir.
3.       Vergi mükellefiyeti için:
a.       Fiil ehliyeti gerekmez. Küçük ve kısıtlılar da vergi mükellefi olabilir. Tüzel kişiliği olmayan adi ortaklıklar da vergi mükellefi olabilir. Küçük ve kısıtlıların hem maddi hem şekli görevlerini kanuni temsilcileri (vergi sorumluları) yerine getirir. Yükümlülük açısında belirleyici olan tek ölçüt ödeme gücüdür. Hem özel hukuk, hem de kamu hukuku tüzel kişileri vergi mükellefi olabilirler. (Ör: Ziraat Bankası) KİT’ler devlete ait olsa da vergi yükümlüsüdür. Bunun sebebi piyasada rekabet eşitliğinin bozulmamasıdır. Vergi özel ekonomiden kamu ekonomisine bir kaynak aktarımıdır.
b.      Vatandaşlık şart değildir. Yabancılar da vergi mükellefi olabilir.
c.       Vergi hukukunda medeni hukuk anlamında ehliyet aranmaz.
d.      Hak ehliyeti + ödeme gücü yeterlidir.
4.       Yükümlü Kavramı: (iktisadi etki bakımından ayrım, bunlar hukuki kavramlar değildir.)
a.       Yasal (Kanuni) Yükümlü: Yasalarda vergi yükümlüsü olarak belirlenen kişidir. Vergi yükünü her zaman kendileri taşımazlar. Ör: Gümrük vergisini ithalatçı öder ama bunu fiyata ekleyerek tüketiciye yansıtır, sonuçta tüketici ödemiş olur. Bunu piyasa koşulları belirler.
b.      Gerçek (Taşıyıcı) Yükümlü: Verginin gerçek yükünü taşıyan kişidir. Vergi yüküne katlanmak zorunda olan kişi bunu değiştirebilir. (Fiş ve KDV) (Dolaylı vergilerde söz konusu olur.)
c.       Aracı Yükümlü: Yasal yükümlü ve gerçek taşıyıcı arasındaki aşamalarda vergi yükünü gerçek taşıyıcıya aktaran kişidir. (Dolaylı vergilerde söz konusu olur.)
Yansıma: Piyasa koşullarından yararlanılarak ödemek zorunda kalınan verginin başkalarına aktarılmasıdır.
5.       Vergi Sorumlusu: Vergi borcunun ödenmesi bakımından vergi dairesi ile muhatap olan kişidir. Vergi borçlusu değildir, ancak vergi borcundan doğan yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır. İki durumda ortaya çıkar:
a.       Kanuni temsilci: Küçük ve kısıtlıların yasal temsilcileri ile tüzel kişilerin organları.
b.      Vergi tevkifatı (stopaj): Verginin kaynakta kesilmesi. Ör: Maaşlardan kesilen vergi. Çalışan yükümlü, işveren sorumludur. Böylece vergi alacağı hızlı tahsil edilir ve güvence altına alınır. Vergi sorumlusu maddi ödevi yerine getirirken vergiyi yükümlünün malvarlığından öder. Ancak kendi kusurundan dolayı vergi kaybı ortaya çıkarsa bu kayıp sorumludan alınır, sorumlu daha sonra bunu yükümlüye rücu eder.
6.       Verginin Konusu: verginin üzerinden alındığı iktisadi unsurdur. Konu gelir, servet ya da harcamadır. Motorlu taşıtlar vergisi, emlak vergisinin konusu mal, gelir ve intikal vergisinin konusu gelir, vb.
7.       Verginin Matrahı: Vergi borcunu hesaplamak için esas alınan, vergi yasalarına göre belirlenen miktardır. Vergi konusunun değeri ya da miktarı esas alınır. Çeşitleri:
a.       Spesifik Matrah: Miktar esasına dayanır. Adil olmadığından kullanılmaz. (Kumaşın metresinden 5 TL vergi alınması) Ör: Gümrük vergisi
b.      Ad Valorem Matrah: Değer esas alınır. (Kumaşın değerinin % 5’inden vergi alınması)
8.       Vergiyi Doğuran Olay: Vergi yasalarının vergi yükümlüsü ile verginin konusu arasında kurduğu bağdır. Ör: Gelir vergisinde yükümlü gerçek kişi, konu gelir, doğuran olay gelirin elde edilmesidir. Asli ve inşai bir işlemdir. İki açıdan önemlidir:
a.       Vergiyi doğuran olay meydana geldiği anda hangi yasa yürürlükte idiyse vergi borcu o yasaya göre hesaplanır. Vergi borcu vergiyi doğuran olay meydana geldiği anda ortaya çıkar. (VUK Madde 19 – Vergi alacağı, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar.)
b.      Vergiyi doğuran olay 5 yıl içinde tespit edilemezse zamanaşımına uğrar, vergi talep edilemez.
9.       Vergi Kolaylıkları: Vergide genellik ilkesi (herkes vergi ödemek zorundadır) ve eşitlik ilkesi (aynı durumda olanlardan aynı oranda (yatay eşitlik), farklı durumda olanlardan farklı oranda (dikey eşitlik) vergi alınmasıdır) geçerlidir.
a.       Vergi Muafiyeti: Vergi yükümlüsünün yasa gereği vergi dışı bırakılmasıdır. Ör. Vergiden muaf gayrimenkul geliri.
b.      Vergi İstisnası: Vergi konusunun yasa gereği vergi dışı bırakılmasıdır. Ör. Telif kazançları.
Tarife ve Oran
Oran
·         Sadece değer esaslı (Ad valorem) matraha sahip olan vergilerde söz konusudur.
·         Vergi matrahının yüzde ya da bindelik oranından vergi alınır.
·         Tek/sabit bir oran olabileceği gibi artan/müterakim (kümülatif) de olabilir.
Vergi Tarifesi
·         Verginin hesaplanmasında kullanılan tüm ölçütleri ifade eder.
·         Genel olarak artan oranlı vergilerin gösterildiği vergilendirme çizelgesine verilen addır.
Oranlar Bakımından Vergiler
Vergiler
1.       Nisbi Vergiler (Orana Dayalı):
·         Orana dayalı bir vergilendirme yapılır.
·         Farklı biçimlerde olabilir:
§ Sabit oranlı vergiler
§ Artan oranlı vergiler
§ Azalan oranlı vergiler
§ Tersine artan oranlı vergiler
2.       Dağıtım (Tevzii) Vergiler (Orana Dayalı Olmayan):
·         İhtiyaç duyulan hasılata göre toplam miktar belirlenerek bu tüm mükellefler arasında paylaştırılır. (Köy maliyesindeki salma)
·         Adaletsizdir.
·         Hesaplanan miktar enflasyon vb. nedenlerle yetersiz kalabilir.
3.       Sabit Miktarlı Vergiler (Maktu Vergiler) (Orana Dayalı Olmayan):
·         Alınacak vergi miktarı sabittir. Miktar yasada düzenlenmiştir.
·         Uygulama alanı damga vergisi ve harçlardır.
·         Spesifik vergiler sabit miktarlı vergilerdir.
Harçlar Kanunu Madde 15:
Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev'i ve mahiyetine göre maktü esas üzerinden alınır.
Sabit Oranlı Vergiler
Vergi matrahı ne olursa olsun değişmez, sabit kalırlar.
Günümüzde birçok vergi sabit oranlıdır.
Sabit oranlı, “tek oranlı” anlamına gelmez.
Ör: Emlak vergisinin oranı arazilerde binde 1, arsalarda binde 3, büyükşehir belediye sınırları içinde bu oranlar % 100 artımlı uygulanır.
Ör: KDV farklı mal ve hizmetler için sabit oranlıdır: % 1, % 8, %18.
Buna karşın kurumlar vergisi TEK ORANLIDIR: % 20.
Artan Oranlı Vergiler
Matrah büyüdükçe vergi oranı yükselir.
Gelir, veraset ve intikal vergileri.
Bunlar kişiye göre farklılaştırılabilen (şahsi) vergilerdir.
Artan Oranlılık Uygulama ve Çeşitleri
İki biçimde uygulanır:
1.       Sınıf usulü (basit usul)
·         Adaletsiz olduğu için günümüz yasalarında yeri yoktur.
10.000 TL ye kadar gelire vergi oranı % 10
25.000 TL ye kadar gelire vergi oranı % 15
50.000 TL ye kadar gelire vergi oranı % 20
100.000 TL ye kadar gelire vergi oranı % 25
·         25.000 TL için vergi 3750 TL
·         26.000 TL için vergi 5200 TL
·         Gelir 1000 TL, vergi 1450 TL artıyor!!!!
2.       Dilim usulü
·         Vergi matrahı dilimlere ayrılır.
·         Her dilimdeki matrahın oranı ayrı ayrı hesaplanır.
·         Yaygın olarak kullanılan sistemdir.
1-10.000 TL arası gelire vergi oranı % 10
10001-25.000 TL arası gelire vergi oranı % 15
25001-50.000 TL arası gelire vergi oranı % 20
50001-100.000 TL arası gelire vergi oranı % 25
·         25.000 TL için vergi 3250 TL
·         26.000 TL için vergi 3450 TL

Tek unsurlu artan oranlı tarife: Matrah arttıkça oran yükselir.

Çifte artan oranlı vergi: Oran birden çok etkene göre yükselir. Eski uygulamada veraset ve intikal vergisi.

Sınırlı/sınırsız artan oranlı vergi:
·         Artan oranlılık oranın % 100’e ulaşıp ulaşmamasına göre.
·         Gelir vergisi sınırlı artan oranlı vergidir.
       
·         Sınırsız artan tarifede oran % 100’e ulaşır. Bu, müsadere anlamına gelir ve hiçbir sistemde uygulanmaz.

Gizli/açık artan oran:

Gelir Vergisi Kanunu madde 103: Yukarıdaki tablo. Burada açık artan oran vardır.
Gizli artan oran: İzlenebilen bir artan oran yoktur, ancak matrahta belli indirimlere yer verilmesi sonucu gizli artan oranlılık oluşur.
Örnek farklı vergi dilimlerinden aynı oranda vergi alınır, ancak tüm dilimlerden aynı miktar, örneğin 1000 TL vergi dışı tutulursa, yüksek matrahtan tahsil edilen oran artar.
Bu durumda: Reel (gerçek) oran = Vergi miktarı / Matrah
Artan Oranlı Vergilerde Kullanılan Kavramlar
1.       Tarife Basamağı
2.       Artma Oranı
3.       Yükseklik Farkı
4.       Uzunluk Farkı
5.       Ortalama Oran
6.       Marjinal Oran

Tarife Basamağı:
·         Artan oran karşısında yer alan matrah dilimlerinin her birine tarife basamağı denir.

Artma Oranı:
·         Birbirini izleyen iki tarife basamağının arasındaki oran farkıdır. Yukarıdaki örnekte %5, %7, %8.

Yükseklik Farkı
·         Artan oranlı tarifede en küçük oranla en büyük oran arasındaki fark. Yukarıdaki örnekte 35-15=%20

Uzunluk Farkı
·         Artan oranlı tarifede en yüksek matrahla en düşük matrah arasındaki fark. Yukarıdaki örnekte 97000-11000=86000.
·         Bir artan oranlı tarifede uzunluk farkı sabit kalmak üzere yükseklik farkı ne kadar büyükse, tarife dik artan tarife olur.
·         Bir artan oranlı tarifede yükseklik farkı sabit kalmak üzere uzunluk farkı ne kadar büyükse, tarife yumuşak artan tarife olur.

Ortalama Oran
·         Artan oranlı tarifede ödenecek toplam vergi miktarının toplam matrah miktarına oranıdır.
·         Ortalama Oran = Ödenen vergi / Matrah

Marjinal Oran
·         Matrahta 1 birim yükselme olduğunda vergide gelen artışa marjinal oran denir.
·         Marjinal oran = V2-V1 / M2-M1
Tersine Artan Oranlılık
Hiçbir vergi yasasında yer almaz.
İktisadi bir analiz için varsayımsal olarak hesaplanır.
Ödeme gücünü gelirin yanı sıra servet, sosyal konum, harcamalar, vb. gibi faktörler de etkiler.
Kişinin ödeme gücü yükseldikçe sabit miktarlı vergilerin ödeme gücü içindeki oransal önemi azalır.
Matrah büyüdükçe, sabit oranlı vergilerin ödeme gücü içindeki nisbi oransal önemi azalır. Bu tür vergilere tersine oranlı vergiler denir.
Ör: Sigaradan alınan dolaylı vergi sabit miktarlıdır. Bu vergi ödeme gücü az olan biri için önemli, ödeme gücü çok olan biri için önemsizdir.
Genellikle tüketime dayalı dolaylı vergilerde görülür.
Ödenen verginin ödeme gücü içindeki nisbi önemi gelir arttıkça küçülür.
Bunlara ric’i vergiler de denir.
Azalan Oranlı Vergiler
Mütedenni vergiler de denir.
Matrah büyüdükçe vergilendirme oranı azalır.
Artan vergi oranı tarifesinin tam tersidir.
Adaletsiz olduğundan kullanılmaz.
Vergileme İlkeleri
Vergilerde ya da vergi sisteminden optimal yarar sağlamak için vergilerin oluşumunda, tekniğinde ve uygulanmasında önerilen temel unsur, gereklilik ve kurallardır.
“Olması gereken”i ifade eder.
Toplumsal ve ekonomik koşullara göre değişebilir.
İyi bir vergi sisteminin kurulmasına yardımcı olur.
Evrensel anlamda uzlaşılmış ilkeler değildir.
Sosyal devlet/liberal devlet/jandarma devlet

Adam Smith’in Vergileme İlkeleri
1.       Vergide eşitlik ve adalet ilkesi
Bireyin ödeme gücü ile orantılı olmalıdır.
2.       Vergide kesinlik (ve açıklık) ilkesi
Ödeme zamanı, biçimi ve miktar yükümlülerce net bir şekilde bilinmelidir.
3.       Vergide uygunluk ilkesi
Yükümlü için en uygun zamanda ve biçimde olmalıdır. Keyfiliği önler.
4.       Vergide iktisadilik ilkesi
Vergi idaresinde verimlilik

Günümüzde Geçerli Olan Vergileme İlkeleri

Mali İlkeler
İktisadi İlkeler
Adalet İlkesi
Açıklık İlkesi
Genellik İlkesi
Uygunluk İlkesi
İktisadi Etkinlik İlkesi
Düşük Maliyet İlkesi
Yeterli Gelir İlkesi
Esneklik İlkesi
Tarafsızlık İlkesi
İktisadilik İlkesi
Genellik İlkesi
Eşitlik İlkesi


Vergide Genellik İlkesi
Herkes sosyal sınıf farkı gözetmeksizin kendi gelir ve serveti üzerinden vergi vermek zorundadır.
Çeşitli muafiyetler belli bir sosyal sınıfa bütünüyle tanınmadığı sürece sorun teşkil etmez.
Vergide Uygunluk İlkesi
Yükümlüler için uygun zamanda tahsilat.
Vergide Tarafsızlık İlkesi
Vergilendirme politikalar bazı mal ve hizmetleri dezavantajlı duruma düşürmemelidir.
İçki, sigara gibi kalemlerdeki uygulama sosyal amaçtan dolayı kabul edilebilir.
İktisadi Etkinlik İlkesi
Kaynak dağılımında, faktör arzında, iktisadi değişmede.
Vergide Adalet İlkesi
Herkes vergi ödemelidir. Yük dağılımı eşit olmalıdır.
Vergide Eşitlik İlkesi
Yatay Eşitlik: Eşit durumdakilerin eşit vergilendirilmesi.
Dikey Eşitlik: Farklı durumdakilerin farklı vergilendirilmesi.
Vergi teorisinin geliştirdiği bir kavramdır.
Artan oranlı vergi tarifesi bu amaca hizmet eder.
Vergilemede Yükün Eşit Dağılımı:
1.       Yararlanma Teorisi:
·         Herkes kamu hizmetlerinden yararlandığı ölçüde vergi ödemelidir.
·         Kimin neden ne kadar yararlandığı bilinemeyeceğinden bu teori eksiktir.
2.       Ödeme Gücü İlkesi (İktidar Prensibi):
·         Vergiler ödeme gücüne göre ödendiği takdirde eşitlik sağlanır.
·         1962 ve 1981 Anayasalarında da bu ilke kabul edilir.
·         Ödeme gücü nasıl tespit edilir?
§ Gelir, servet, harcama gibi kriterler ölçüt alınır.
Gelirin Vergilendirilmesine İlişkin Araçlar:
1.       En az geçim indirimi:
§  Yükümlüler ve ailelerinin asgari geçimleri için gerekli gelir vergiden muaf tutulur.
§  Bizim sistemimizden 1985’te kaldırıldı.
2.       Ayırma kuramı:
§  Gelirleri nitelik olarak ayırır ve emek gelirlerini himaye eder.
§  Sadece ücret geliri elde edenlere uygulanır.
§  Miktarı ne olursa olsun ücret gelirine özel vergi indirimi uygulanır.
3.       Artan oranlı vergiler:
§  Dikey eşitliği sağlamaya yöneliktir.
Vergilendirmenin Amaçları
1.       Mali Amaçlar
a.       Hazinenin gelir elde etmesi.
b.      Kamu hizmetleri için gerekli finansmanın sağlanması
2.       Mali Olmayan Amaçlar
a.       Sosyal ekonomik politikaların uygulanmasında araç olarak kullanma
b.      Belli bir sosyal hedefe ulaşmak
c.       Kalkınmanın finansmanı, dış dengenin tutturulabilmesi
Vergilendirme Süreci
Basit değil, çeşitli önkoşul, aşama ve işlemlerden oluşan karmaşık bir işlemdir.

Önkoşullar:
1.       Hukuki Önkoşul: Vergilendirme bir kanuna dayanmalıdır.
2.       Maddi Önkoşul: Vergiyi doğuran olay.
Aşama ve İşlemler:
1.       Tarh İşlemi
2.       Tebliğ İşlemi
3.       Tahakkuk İşlemi
4.       Tahsil İşlemi
Vergilerin Meşruluğu
İstifade (Mübadele) Teorisi
Rousseau’nun toplumsal sözleşmesini temel alır.
İki farklı kuramı kapsar:
Sosyal Sözleşme Kuramı
1.       Vergiyi hizmet bedeline dayandıran kuram:
§  Vergiyi hizmet bedeli olarak görür.
§  Eleştiri:
o Tam/mutlak kamusal hizmetlerin faydası ölçülemez.
o Bu hizmetler pazarlanamaz.
o İnsanlar bunlardan yararlanmada birbirine rakip değildir.
2.       Vergiyi sigorta primine benzeten kuram
§  Devlet can ve mal güvenlikleri için insanları sigortalar, vergi de primdir.
§  Eleştiri:
o Sigorta zorunlu değil, ihtiyaridir.
o Devlet vatandaşlarının zarar görmesini istemez.
o Devlet bir risk durumunda tazminat ödemez.
3.       Vergiyi sosyal üretimin genel harcamalarına katılma payına sayan kuram
§  Olayı şirkete sermaye payı konması gibi görür.
§  Üretimin sosyal giderlerini topladığı katkı payı ile devlet karşılar.
§  Eleştiri:
o Ortak gerektiğinde şirketten ayrılabilir.
o Vatandaşlıktan çıkmak kolay değildir.
Marjinal Nazariye
·         Kişiler vergi ödeyerek kamusal hizmetleri satın alırlar.
·         Özel kesimden alınan malın sağladığı marjinal fayda ile kamudan satın alınankinin marjinal faydası ile eşitleninceye kadar bu devam eder.
·         Özel kesime fiyat, kamu kesimine vergi ödenir.
·         Vergiyi bir hizmet bedeli olarak görür.
·         Eleştiri:
o   Marjinal fayda ölçülemez.
o   Devletin sadece bazı hizmetlerini açıklamaya yeter.
Ödeme Gücü Teorisi
Temel düşünce: ödeme gücüne sahip olan vergi ödemek zorundadır.
Diğer teorilerde ihtiyarilik, bunda cebrilik vardır.
Vergiler kişiler arasında ödeme gücüne göre dağıtılmalıdır (dikey eşitlik).
Esas olan yatay eşitlik değil, fedakarlıkta eşitliktir.
Kamu ekonomisinin finansmanı için özel ekonomiden kaynak aktarımı gerekir.
“Temsilsiz vergi olmaz”
Gelir, servet ve harcaması olanın ödeme gücü de vardır, vergi ödemesi gerekir.
Egemenlik Teorisi
Devlet egemenliğine dayanarak vergi toplar.
Devletle tabiyet bağı olanlar ve bir şekilde bağlantı kurmuş yabancılar devlete vergi ödemek zorundadırlar.
Devletin egemenlik yetkisi sınırsız değildir, hukuk kuralları çerçevesinde kullanılmalıdır.
Vergi ile ilgili diğer kavramlar
Vergi Sistemi
Bir ülkede, bir ekonomide belli bir zamanda uygulanan vergilerin bütününe vergi sistemi denir.
Zamana ve mekana göre değişir.
Vergilerin sayısına göre:
1.       Tek vergili sistem:
·         Sadece tek bir vergi vardır.
·         Günümüzde görülmemektedir.
·         Tarihte de saptamak kolay değildir.
·         Ödeme gücünü kavramaktan uzak bir sistemdir.
2.       Çok vergili sistem:
·         Birden çok vergi ile yükümlendirme vardır.

Vergi Sistematiği:
Çok vergili sistemlerde vergilerin sınıflandırılmasıdır.
Güdülen amaca göre farklı sınıflandırmalar yapılabilir.
Vergiyi toplayan kuruma göre:
1.       Maliye Bakanlığı-Gelir İdaresi Başkanlığı (Merkezi İdare)
2.       Yerel Yönetimler
Kaynağına göre:
1.       Yurtdışından alınan vergiler
2.       Yurtiçinden alınan vergiler
Vergi Sistemindeki Vergilerin Tür ve Sınıfına Göre Tasnifleri
1.       Yükümlülerin kişisel durumlarına göre
2.       Vergiyi ödeyen ve vergi yükünü fiilen taşıyana göre
3.       Kapsama göre
4.       Ekonomik kaynağa göre

Yükümlülerin kişisel durumlarına göre tasnif
1.       Objektif(gayrişahsi) vergiler
·         Herkese aynı biçimde uygulanır.
2.       Subjektif (şahsi) vergiler
·         Kişinin özel koşullarını dikkate alır.
·         Ayırma kuramı geçerlidir.

Vergiyi ödeyen ve vergi yükünü fiilen taşıyana göre tasnif
1.       Dolaylı vergiler
·         Vergi ödeyen kişi ile yükümlü farklıdır.
·         Vergi yansıtılır.
·         Fiyat mekanizması yardımıyla alınır. Ör. KDV.
·         Fiyat mekanizmasını etkiler.
·         Türk vergi sisteminde vergilerin % 70’ini oluşturur.
·         Bunlar objektif vergidir, ödeme gücü göz önüne alınmaz.
2.       Dolaysız vergiler
·         Vergi ödeyen kişi ile yükümlü aynıdır.
·         Fiyat mekanizmasını etkilemez.
·         Türk vergi sisteminde vergilerin % 30’unu oluşturur.

Bu durum adaletsiz bir sisteme işaret eder.
Gelir düzeyi düştükçe bu sistemle gelir dağılımı daha da bozulur.

Kapsama göre tasnif
1.       Genel vergi
·         Herhangi bir vergi, vergilendirdiği konu unsurunun tümünü ya da büyük bir kısmını kapsamına alıyorsa genel vergidir.
·         KDV: genel harcama vergisi.
·         Gelir vergisi: servetin tümü üzerinden alınır.
2.       Özel vergi
·         Herhangi bir vergi, vergilendirdiği konu unsurunun birini ya da küçük bir kısmını kapsamına alıyorsa özel vergidir.
·         Banka ve sigorta vergisi.
·         Motorlu taşıtlar vergisi: servetin bir kısmı üzerinden.

Ekonomik kaynağa göre tasnif
1.       Gelir üzerinden alınan vergiler
2.       Servet üzerinden alınan vergiler
3.       Harcamalar üzerinden alınan vergiler
Türk vergi sistemindeki vergilerin ekonomik kaynağına göre tasnifi

Türk vergi sistemindeki en önemli vergiler:
1.       Gelir Vergisi
2.       Kurumlar Vergisi
3.       Katma Değer Vergisi (KDV)

Gelirden Alınan Vergiler
Konu unsurları aynıdır.
Yükümlüleri farlıdır.
1.       Gelir Vergisi
·         Yükümlüsü gerçek kişiler.
·         Artan oranlı tarifeye sahiptir
·         Subjektif vergidir.
·         Konusu gelirdir.
·         Gelir: Belli bir dönemde, kişinin satın alma gücünde meydana gelen artıştır.
·         Dinamik analizde zaman kavramı, statik analizde şu andaki durum fotoğraflanır.
·         Gelir dinamik, servet statik bir kavramdır.
·         Servetten alınan vergiler gelirin biriktirilmiş halini vergilendirir.
·         Servetteki artışın hangi kaynaktan geldiğini bilmek vergilendirme açısından önemlidir.
·         Bu geliri açıklayan kuramlarla çözülür.
2.       Kurumlar Vergisi
·         Yükümlüsü kurumlar (bir kısım tüzel kişiler ve tüzel kişiliği bulunmayan kurumlar (ör. Adi şirketler))
·         Sabit tek oranlıdır. (%20)
·         Objektif vergidir.

Geliri Açıklayan Kuramlar
1.       Kaynak Kuramı (Sürekli Gelir/Dar Kapsamlı Gelir Anlayışı)
·         Üretim faktörlerinin üretime katılması karşılığında elde edilen pay gelirdir.
§ Emekle kazanç, ticaretle kazanç, bankaya yatan paradan kazanç gelirdir.
§ Şans oyunlarından kazanç, gayrimenkul değer artışı, miras gelir değildir. Çünkü sürekli değil, bir kereliktir.
·         Kaynağı belli olmayan ve sürekli olmayan servet artışları gelir değildir.
2.       Net Artış Kuramı (Safi Gelir/Geniş Kapsamlı Gelir Anlayışı)
·         Belli bir dönemde satın alma gücündeki artış kaynağı ne olursa olsun gelir sayılır.
·         GELİR = tesadüfe bağlı satın alma gücü artışı + üretime bağlı elde edilen gelir
Gelir Vergisinin Kapsamındaki Vergi Türleri
Gelir Vergisi Kanunu
Madde 2 – (Değişik: 7/1/2003 - 4783/2 md.)
Gelire giren kazanç ve iratlar şunlardır:
1. Ticarî kazançlar,
2. Ziraî kazançlar,
3. Ücretler,
4. Serbest meslek kazançları,
5. Gayrimenkul sermaye iratları,
6. Menkul sermaye iratları,
7. Diğer kazanç ve iratlar.
Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, yukarıda yazılı kazanç ve iratlar gelirin tespitinde gerçek ve safi miktarları ile nazara alınır.

Gelir vergisi kanunu kaynak kuramı + sınırlı safi artış kuramını benimser.


Ticarî kazançlar,
Teşebbüs gelirleri
Kaynak kuramı
Ziraî kazançlar,
Teşebbüs gelirleri
Kaynak kuramı
Ücretler,
Emek gelirleri
Kaynak kuramı
Serbest meslek kazançları,
Emek gelirleri
Kaynak kuramı
Gayrimenkul sermaye iratları,
Servet gelirleri
Kaynak kuramı
Menkul sermaye iratları,
Servet gelirleri
Kaynak kuramı
Diğer kazanç ve iratlar.
Sui generis
Net artış kuramı

Teşebbüs gelirleri
§  Bir iletme kurulur ve sermaye tahsis edilir.
§  Teşebbüse emek de koyulmakla birlikte sermaye ağırlıklıdır.

Emek gelirleri
§  Emek mukabili çalışma sonunda gelir elde edilir.

Servet gelirleri
§  Servet unsurlarının başkalarının kullanımına bırakılması sonucu gelir elde edilir.
Gelir Vergisi Bakımından Vergileme Teknikleri





















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder