30 Eylül 2014 Salı

EŞYA HUKUKU

EŞYA HUKUKU

EŞYA HUKUKUNUN KONUSU

·         Eşya hukukunun konusu eşya üzerindeki hakimiyet ve doğrudan hakimiyeti korumaya ilişkin hukuk düzenidir (ayni haklar, zilyetlik, tapu sicili).
·         Fiili hakimiyet: Eşya üzerinde fiilen kurulan hakimiyet.
·         Eşya taşınır (menkul) bir eşya ise bu zilyetlik denilen müessese ile sağlanır.
·         “Zilyetlik” (arapça) = el altında bulundurmak. (Taşınırlarda dış dünyaya yansıyan hakimiyet.)
·         Zilyed = zilyetliğe sahip olan kişi.
·         Taşınmazlarda mülkiyetin dış dünyaya yansıması: tapu sicili. (TMK 992).  
·         Sicil zilyetliği: Tapu siciline kayıtlı kişi zilyet sayılır.
·         Taşınmazlarda Karine: Md 992: Tapuya kayıtlı taşınmazlarda, hak karinesinden ve zilyetlikten doğan dava hakkından yalnız adına tescil bulunan kimse yararlanır. Bununla birlikte taşınmaz üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse, gasp veya saldırı sebebiyle dava açabilir.
·         Tapu Sicili: Ülkemizdeki tüm taşınmazların kaydı gereken ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından tutulan bir sicildir.
·         Yeni Tapu Sicili: RG Tarih: 17.08.2013 Sayı:28738
·         TMK 4. Kitap: Eşya Hukuku (Md 683 vd)
Ayni Haklar:
Verdiği yetkiler bakımından ikiye ayrılır:
1.       Tam ayni hak: Kullanma, yararlanma ve tasarruf yetkilerinin tamamını veren haktır. Hukukumuzda tek bir tam ayni hak vardır, o da mülkiyettir.
2.       Sınırlı ayni hak: Tam ayni hakkın verdiği üç yetkiden biri eksikse bu hakka sınırlı ayni hak denir. En fazla ikisi bulunur. Sınırlı ayni hakların en genişi intifa hakkıdır. İntifa hakkı sahibinin tasarruf yetkisi yoktur.
KANUNUN SİSTEMATİĞİ
TMK 683-708                     Mülkiyetin tanımı ve çeşitleri
TMK 704-717                     Taşınmaz mülkiyeti, konusu, kazanılması, kaybı
TMK 718-761                     Taşınmaz mülkiyetinin içeriği ve kısıtlanması
TMK 761-778                     Taşınır mülkiyeti (daha az ayrıntılı)
TMK 779-1027                   Sınırlı ayni haklar
Taşınmaz mülkiyetinin içeriği: Md 718: Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu kapsama yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer.
Sınırlı Ayni Haklar:
1.       İrtifak ve üst hakları: Edim irtifak haklarında katlanma edimidir.
2.       Taşınmaz yükü: Edim katlanma edimidir. (Tarladan toprak alınması, ürünün bir kısmının verilmesi). Yüklü taşınmazın maliki borcunu ihlal edip gereği gibi ifa etmezse, alacaklı, rehin haklarında olduğu gibi, bu taşınmazı sattırıp bedelinden kendi zararını alma hakkına sahiptir.
3.       Rehin hakkı: Bir ayni hak teminatıdır. Borcun vadesinde ödenmemesi halinde rehin konusu alacaklı tarafından sattırılarak bedelinden alacaklı tatmin edilir.
a.       Taşınmaz rehni:
                                                               i.      İpotek: Uygulamada olan sadece budur.
                                                             ii.      İpotekli borç senedi: 80 senedir uygulanmamıştır. Enflasyon %5’in üzerindeyse uygulanamaz. Mortgage denilen sistem ise ipotekli borç senedinin Amerikan hukukundaki uygulamasıdır.
                                                            iii.      İrat senedi: 80 senedir uygulanmamıştır.
b.      Taşınır rehni:
                                                               i.      Teslime bağlı taşınır rehni: Rehin konusunun bizzat alacaklıya teslim edilmesiyle kurulur. Teslim edilmez ya da geri alınırsa rehin sözleşmesi kurulmaz veya sona erer.
                                                             ii.      Teslim şartsız taşınır rehni / menkul ipoteği: Rehin konusu tıpkı teslim edilmiş gibi bir sicile kaydedilir.
1.       Hayvan rehni
2.       Motorlu taşınır rehni
Mülkiyet hakkı-rejim ilişkisi:
·         Mülkiyet hakkına önem veriyorsa klasik-liberal düzen;
·         Vermiyorsa totaliter bir rejim söz konusudur.
Klasik liberal hukuk devletinde mülkiyet hakkı, miras hakkı ve sözleşme hürriyeti mevcuttur.
Anayasa Md 35: ferdiyetçi liberal mülkiyet hakkı, ancak kanunla sınırlandırılabileceği öngörülmüştür.
Mülkiyet hakkının sınırı TMK md 683: Hukuk düzeninin sınırları içinde kullanma, yararlanma ve tasarruf yetkisi.
Haklar Bakımından Mülkiyet Hakkının Eşya Hukukundaki Yeri
1.       Malvarlığı Hakkı:
·         Kişinin aktifi ve pasifi ile olan hakları.
·         Herkesin bir malvarlığı vardır!
·         Birden çok malvarlığı: Şahsi + ticari
2.       Şahıs Varlığı Hakkı:
a.       Şahıs hakları dokunulmaz, vazgeçilmez ve devredilmezdir.
b.      Vücut bütünlüğü üzerindeki hakkı, resmi üzerindeki hakkı, ismi üzerindeki hakkı, vb.
Ayni haklar mutlak haklar içerisinde yer alır.
EŞYA HUKUKUNUN KAYNAKLARI VE DİĞER ALANLARLA İLİŞKİSİ
·         4721 sayılı TMK
·         6098 TBK md 646: Bu kanun 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı TMK’nın Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır.
·         634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu
·         2644 sayılı Tapu Kanunu
·         3091 sayılı Taşınmaz mal zilyetliğine yapılan tecavüzlerin önlenmesi hakkında kanun
·         5403 sayılı Toprak koruma ve arazi kullanma kanunu
·         Ticari İşletme Devri Kanunu
·         Maden Kanunu
·         Kadastro Kanunu
·         Diğer kanunlar
·         İçtihatlar (Yargıtay 1,3,6,5,7,8,17,18,20,23 hukuk daireleri taşınmaz ile ilgilidir.)
·         Doktrin
AYNİ HAKLARIN HERKESE KARŞI İLERİ SÜRÜLEBİLMESİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER
1.       Klasik Görüş: “Yeryüzündeki herkesin görevi ayni haklara saygı göstermektir.” Bu görüş kabul görmemiştir. Eşya ve kişi arasında bir ilişki olamaz. İlişki hak sahipleri arasında olur.
2.       Şahısçı Görüş: ”Bütün insanlar pasif süjedir. Yalnızca kişiyle ilişkisi olanlardan saygı göstermesi beklenebilir.”
3.       Üçüncü Görüş: “Ayni bir hak, onunla temas halinde olan herkese karşı ileri sürülebilir.” Buna göre mülkiyet ve sınırlı ayni haklar arasında bir fark yoktur.




29 Eylül 2014 Pazartesi

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

CEZA HUKUKUNUN AMACI, NİTELİĞİ, TANIMI VE ÖZELLİKLERİ

Suçlunun tanımı, vb. önyargıların hukuk pratiğine yansıması çok tehlikelidir.
Bizi suç işlemekten alıkoyan iç (vicdan, dini inanç, insani değerler, vb.) ve dış (ceza, toplum baskısı, vb.) mekanizmalardır.
Hiçbir suç cezası nedeniyle işlenir olmaktan vazgeçilmez. Ancak sayısı daha kısıtlı kalabilir.
Ceza hukukunun devreye girebilmesi için kanundaki tanıma uygun olarak suç teşkil eden bir fiilin olması gerekir.
İşkence ile elde edilen delil, delil olarak kullanılamaz.
İdam cezası: Ceza tamir edilebilir olmalı, geri dönülebilir olmalıdır, çünkü hatalar yapılabilir.
Suç korkusu = mağdur olma korkusu. Bunun sonucunda insanlar birbirlerinden kopar, güvensizlik duygusu ve yabancılaşma artar.
Suç olgusundan en çok kadınlar etkilenmektedir.
Bir insanın fahişelik mesleğini yapıyor olması tecavüz suçunun mağduru olması noktasında hiçbir önem arz etmemelidir.
Hukuk düzeni suçu meşrulaştıracak düzenlemeler içermemelidir.
Kan davası/töre cinayetleri: Toplum baskısı kişiyi suça ittiğinde gerçek suçlu toplumun tamamıdır. Çünkü o kişi kusur yeteneğini yitirmiştir.
Ceza hukukunda toplumsal baskı haksız tahrik olarak uygulanmaktadır. Ancak töre cinayetlerinde mağdurun yaptığı haksız bir şey yoktur. Yargı böylesi gelenekleri dikkate alamaz.
Suç işleme nedenlerinin bilinmesi, bunların önlenmesi için gerekli sosyal politikaların oluşturulabilmesi için gereklidir.
Cezaevleri kişileri rehabilite edecek yerler olmalı.
Cezanın caydırıcı etkileri:
                Suç işleyenin yeniden işlemesini engellemek
                Başkaları için caydırıcılık
“Geç gelen adalet” olgusu cezanın caydırıcılığına sekte vurmaktadır.
Af: Temel mantık şudur: Devlet kendisine karşı işlenen suçları affedebilir, ama kişilere karşı işlenen suçları affedemez. Ancak pratikte hep bunun tersi olmuştur.
Suç: Suç endüstrisi ve bunun yarattığı iş alanları var. Buna hukukçular da dahil!
Suçsuz toplum yoktur, adaleti sağlamak esastır.
Toplumsal düzeni sağlayan hukuk kuralları ihlal edildikten sonra bunu yaptırım takip eder.
Yaptırımlar eylemin mahiyetine göre belirlenir. (zararın ağırlığı, yarattığı tehlike, topluma ya da bir kişiye zarar vermesi, failin kişiliği)
Kişiye karşı eylemlerde: Tazminat, eski halin iades i, vb.
Kişi + topluma karşı eylemlerde: ceza ya da güvenlik tedbirleri
Demokratik hukuk devletinde devlet öncelikle cezaya başvurmadan sorunu gidermeyi denemelidir.
Ceza hukuku kamu hukukunun bir dalıdır. Müeyyidesi cezadır.
Suçun şekli tanımı: Hukuk düzeni tarafından ihlaline ceza ya da güvenlik tedbiri bağlanan eylemdir.
Maddi ceza hukuk ikiye ayrılır: Genel kısım ve özel kısım.

MODERN CEZA HUKUKUNUN UNSURLARI

Modern ceza hukukunun üç temel kavramı: Fiil, fail ve müeyyide.

Hukuka Aykırı Fiil: Bir kimsenin bir suçu işlediğinin söylenebilmesi için onun bir eyleminin olması gerekir. İnsanlar yaptıklarından dolayı sorumlu tutulabilirler, var oluşlarından dolayı değil.
Failin Kişiliği: Müeyyidenin türünün, şiddetinin belirlenmesinde failin kişiliği önemlidir.
Cezai Sonuçlar: Yaptırımın şekli (ceza, hürriyeti kısıtlama, para cezası, güvenlik tedbiri) ya da amacı (ödetici, öç alıcı, ıslah edici).

MODERN CEZA HUKUKUNUN SORUNLARI

A.      Fiile İlişkin Sorun: hangi fiilin suç sayılacağı devletin düzeni, siyasi yapısı ve ideolojisi ile doğrudan ve çok yönlü bir ilişki içindedir. Ceza hukukunun politika ve ahlakla ilişkisi, bir eylemi suç sayıp saymama konusunda önemli bir yol göstericidir.
a.       Ceza Hukuku-Politika İlişkisi: Tabii hukuk evrensel değişmeyen değerler içerir, ceza hukukuna uygulanamaz. Tarihçi sosyolojik hukuk akımına göre hukuk sürekli değişir. Ancak hukukun değişmez bir tarafı da vardır. İdeolojiler siyasal sistemi, siyasal sistem de hukuk düzenini yaratır. Suçların ayırımı:
                                                               i.      Uluslararası topluluğa karşı suçlar
                                                             ii.      Devlete ve millete karşı suçlar
                                                            iii.      Kişilere karşı suçlar
En çok ii siyasi erkin politik tercihlerinden etkilenir.
Ceza hukukunun politika ile ilişkisi bakımından üç tip ceza hukuku vardır:
1.       Baskıcı Ceza Hukuku: Geçmişte mutlakiyetçi düzende, modern zamanda ise totaliter rejimlerde (nasyonal sosyalizm, faşizm, komünizm) görülür.
a.       Resmi ideoloji vardır. Remi doğrulara karşı çıkılamaz.
b.      Suç sayılan eylem çok fazladır.
c.       Belirlilik ve güvenlik yoktur, bu kanuniliği de olumsuz etkiler.
d.      Kıyas yasağı yoktur, yargıç yeni suçlar yaratabilir.
e.      Eleştirel düşünce ve düşünce özgürlüğü yoktur.
f.        Devlet ön planda ve kutsaldır.
g.       Yargı siyasallaşır.
h.      İnfaz bir öç alma şekline dönüştürülür.
2.       Ayrıcalıkçı Ceza Hukuku: Sosyal ve ekonomik açıdan güçlü olanın aynında yer alır. Sadece aynı sınıftan olan arasında eşitlik sağlanır.
3.       Özgürlükçü Ceza Hukuku: Toplumu korumak için koyulması gerekli yasaklarla bireysel özgürlükler arasında denge kurmaya çalışır.
a.       Resmi ideoloji yoktur.
b.      Muhalefet ve ifade özgürlüğü vardır.
c.       Baskıcı ceza hukukunun tam zıddıdır.

b.      Ceza Hukuku-Ahlak İlişkisi: Ahlak toplumsal yapıyla ilişkilidir. Ahlakçı ceza hukuku ve genel ahlak anlayışını hiçe sayan bir hukuk arasında denge kurulmalıdır.

B.      Failin Kişiliğine İlişkin Sorun:
a.       Manevi Sorumluluk Ceza Hukuku: İnsan iradesi mutlak hürdür, suç işleyen kişi tüm sonuçlarına katlanmalıdır.
b.      Sosyal Tehlikelilik Ceza Hukuku: İnsan biyolojik, genetik, psikolojik, çevresel faktörlerin etkisi altında suç işler, ama fail olan kişinin tehlikeli bir tarafı vardır ve toplumun bundan korunması gerekir.
c.       Karma Ceza Hukuku: Hem sorumluluğu, hem de tehlikeliliği esas alarak müeyyideler koyar.
C.      Cezai Sonuçlara İlişkin Sorun:
Fiile göre yaptırım.
Manevi sorumluluk > Ceza > Klasik ceza sistemi
Sosyal tehlikelilik > Güvenlik tedbirleri > Pozitivist ceza sistemi (Kastrasyon)
Karma > Ceza + Güvenlik tedbirleri > Çift peron sistemi

Bizde her ikisi de var ama ağırlık cezadadır.

CEZA HUKUKU DÜZENİNİN İŞLEVLERİ

İşlevi, düzen sağlamanın yanı sıra geliştirici ve eğitici olmaktır.

CEZA HUKUKU ALANINDA YAPILAN AYRIMLAR

1.       Temel Ceza Hukuku vs Tamamlayıcı Ceza Hukuku:
a.       Temel Ceza Hukuku: Ceza kanununda ifadesini bulan hukuk.
b.      Tamamlayıcı Ceza Hukuku:
                                                               i.      Yardımcı nitelikte özel ceza kanunları: Terörle Mücadele, kaçakçılık, vb.
                                                             ii.      İçerisinde cezai nitelik taşıyan kanunlar: İcra iflas kanunu, vergi kanunu, vb.
2.       Ortak (müşterek) Ceza Hukuku vs Özel Ceza Hukuku:
a.       Ortak (müşterek) Ceza Hukuku: Ülkede yaşayan herkesim için geçerlidir.
b.      Özel Ceza Hukuku: Belli konum ve sınıftakiler içindir. Askeri Ceza Kanunu.

KAMU HUKUKUNUN BİR DALI OLARAK CEZA HUKUKU

“Devlet bütün suçların mağdurudur.”
Kamu davaları ve şikayete bağlı suçların davaları tamamen kişi ve devlet arasında geçer.
1.       Anayasa hukuku-Ceza hukuku: Anayasada temel hak ve özgürlüklerin belirlenmesi ile ceza normlarının yapılışı doğrudan ilişkilidir. Vatana ihanet, yasama dokunulmazlıkları, masumiyet karinesi, vb.
2.       Milletlerarası hukuk-Ceza hukuku: Devletlerarası ceza hukuku.
3.       İdare hukuku-Ceza Hukuku: Disiplin cezaları artık idari yaptırımlar alanına girmiştir. Mali cezalardan oluşurlar. Polis cezalarının ceza hukukundan farkı:
a.       Cezayı orada idare, cezada yargı makamı veriyor.
b.      Ceza hukukunda cezanın verilebilmesi için bir suçun oluşması, bir eylem gerekir. Polis cezaları önleyici nitelik taşıdıklarından suç oluşmadan ceza verebiliyorlar.
c.       Polis cezalarını emniyet makamları, adli cezaları cumhuriyet savcısı talep eder.

CEZA HUKUKU-CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU AYRIMI

Ceza hukuku, suçun varlığı, ceza kanununda mevcut suçlardan biriyle uyumluluğu, mağdurun ve failin kim olduğu, işlendiği koşullarla ilgilidir.
Ceza muhakemesi hukuku ise suç şüphesi, soruşturma aşaması, yargılama ve soruşturmaya ilişkin hususlarla ilgilidir.
Ceza yargılaması soruşturma aşamasından sonra başlar.

BİR KURALIN CEZA NORMU MU YOKSA MUHAKEME NORMU MU OLDUĞUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Normun amacına bakarız. Eğer norm sadece takip işlemleri ya da yargılama faaliyetini yürütebilmek için yapılmışsa muhakeme hukukuna aittir.

Normun zaman bakımından uygulanması:
·         Ceza muhakemesi normları yürürlüğe girdikleri anda uygulanmaya başlanır. (Derhal uygulanırlık ilkesi.)
·         Ceza normları yürürlüğe girmelerinden sonra gerçekleştirilen suçlara uygulanır. İSTİSNA: Eğer bir ceza normu failin lehine ise geçmişe yürür.

Kıyas konusu:
·         Ceza hukukunda kıyas yasağı vardır. (Kanunilik ilkesinin sonucu.)Kanunda düzenlenmeyen bir fiile ceza vermek mümkün değildir.
·         Ceza muhakemesinde kıyas mümkündür. Ancak özgürlüklere ilişkin, kısıtlayan normlar bakımından kıyas yapılamaz.

CEZA HUKUKUNDA METOT

Şerh yöntemi, normlarla sistem kurulmaya çalışılır.

CEZA HUKUKUNA YARDIMCI BİLİMLER

Suç antropolojisi
Suç psikolojisi
Suç sosyolojisi
Adli tıp
Kriminoloji
Adalet psikolojisi

CEZA NORMU

Cezai nitelik taşıyan genel kanunlar.
Özellikleri:
·         Değerlendiricidir.
·         Emredicidir.
·         Devletçe koyulur.
Unsurları:
·         Kural: Bir davranışta bulunma ya da bulunmama emridir.
·         Müeyyide: Kuralın ihlalinin ardından gelir.
Türleri:
·         Her iki unsuru da içeren ceza normlarına gerçek ceza normları denir.
·         Eğer kural bir yerde, müeyyide başka bir yerde yer alıyorsa eksik ceza normu denir.

·         Açık ceza normu (beyaz ceza normu): Kural ve müeyyide vardır, müeyyide net olarak vardır, kural ise sonraki bir döneme, yürütme organının bir tasarrufuna bırakılmıştır. Kanunilik açısından sorunludur.

MEDENİ USUL HUKUKU

MEDENİ USUL HUKUKU

Usul hukuku maddi hukuktan kaynaklanan hakların maddi gerçekliğe uygun bir biçimde tanınmasını ve yerine getirilmesini hedefleyen bir disiplindir.
Usul hukuku davanın açılması ile başlayan ve dava sonrası verilen hükmün kural olarak şekli anlamda kesinleşmesi ile sona eren süreçtir.
Yeni 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1 Ekim 2011’de yürürlüğe girmiştir.
Yeni HMK üç dereceli yargı sistemini öngörür:
1.       İlk Derece Mahkemeleri
2.       Bölge Adliye Mahkemeleri (İstinaf Mahkemeleri)
3.       Temyiz Mahkemesi (Yargıtay)
İstinaf Mahkemeleri henüz kurulamadığından, ilk derece yargılamalar 6100 sayılı HMK’ya, üst derece yargılamaları da eski 1086 sayılı HMK’ya tabidir.

YARGI/MAHKEME KAVRAMI

Yargı, hem yasamanın, hem de yürütmenin işlemlerinin hukuka uygunluğunun sağlanmasını gerçekleştiren güçtür.

Yargı işlevini tanımlamada iki ölçüt:
1.       Organik (Şekli) Ölçüt: Faaliyette bulunan makamı ölçüt alır. Ancak yetersiz kalır. Mahkemelerin yargı dışında da idari faaliyetleri vardır.
2.       Maddi Ölçüt: Yargı işlevi bağımsız ve tarafsız yargı organlarınca hukuki uyuşmazlıklarla hukuka aykırılık iddialarının, yargısal usullere uymak suretiyle, hukuk düzenine ait bir normun uygulanması sonucu kesin bir biçimde çözüme kavuşturulması faaliyetidir. Bu da usul hukuku açısından yetersizdir.
a.       Hukuki uyuşmazlık kavramı ile çekişmesiz yargı tanım dışı kalmaktadır.
b.      Medeni Usul Hukuku’nda çekişmesiz yargı kararları ilke olarak kesin hüküm içermez.
Kesin Hüküm: Kararın iptal edilemezliği, değişmezliği.
3.       Karma Ölçüt: Bağımsız ve tarafsız yargı organlarınca, yargısal usullere uymak suretiyle, soyut bir hukuk kuralının somut bir olay ya da ilişkiye uygulanması faaliyetine yargı işlemi denir.
Bağımsızlık veya tarafsızlık unsurlarından biri yoksa hukuki güvenlik yoktur.

YARGI İŞLEVİ-YÜRÜTME İŞLEVİ FARKLARI

YARGI İŞLEVİ
YÜRÜTME İŞLEVİ
Bağımsız ve tarafsız yargı organlarınca
Bürokratik ve hiyerarşik idari düzen içerisinde
Yargısal usuller
İdari usuller
Yargıçlar hakkında karar verdiği hukuki ilişkide 3. kişi konumundadır.
İdari yargıya başvuran kamu görevlisi davaya taraftır.

YARGI İŞLEVİNİN BOYUTLARI

1.       Yargısal Denetim Boyutu: Hukuk düzenin gerçekleşmesini ve devamlılığını sağlar.
2.       Hukuksal Korunma (Hukuki Himaye) Boyutu: Bireyler ait sübjektif hakların korunmasını ya da gerçekleştirilmesini hedef alır.
Yargı birliği değil, yargı ayrılığı rejimi geçerlidir.
Yargı Çeşidi: Nitelik ve özellikleri birbirine benzeyen hukuki uyuşmazlıkların aynı üst yapı içerisinde örgütlenen yargı yerlerinde çözüme kavuşturulmasından kaynaklanan kümeleşmedir.
Ülkemizde Yargı Çeşitleri:
Anayasa Yargısı à Anayasa Mahkemesi



BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER

BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER

SÖZLEŞMELER

Hukuki İşlem: Hukuki bir sonuca yönelik irade açıklamasıdır.
·         Tek taraflı
·         Çok taraflı
Sözleşme: Hukuki bir sonuca yönelik, karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklaması.
·         Tek tarafa borç yükleyen sözleşme: Taraflardan sadece biri edimin yerine getirilmesini talep edebiliyorsa. Ör: Bağış sözleşmesi.
·         İki tarafa borç yükleyen sözleşme: Her iki taraf da alacaklı ve borçlu sıfatına sahipse. Ör: Satım sözleşmesi.
o   Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme: Edim ve karşı edim bir değiş-tokuş, karşılıklılık ilişkisi içindedir.
o   Eksik iki tarafa borç yükleyen sözleşme: Diğer taraf da bir edimle yükümlü olmakla birlikte, tarafların edimleri bir karşılıklılık ilişkisi içinde değildir. Ör: İvazsız vekalet. (Vekilin iş görme zorunluluğu mevcut, diğer tarafın da vekilin yaptığı masraflara katlanma zorunluluğu var.)

Borcun ana kaynakları:
1.       Sözleşme
2.       Haksız fiil
3.       Sebepsiz zenginleşme
4.       Vekaletsiz iş görme (kanunda belirtilmez, doktrinde kabul edilir.)

Borçlar Kanunu:
1.       Kısım: Genel Hükümler (Md. 1-206)
2.       Kısım: Özel Hükümler (Md. 207 ve devamı)
Bir uyuşmazlık durumunda önce özel hükümler, sonra genel hükümler uygulanır.
Sözleşmelere ilişkin hükümler içeren diğer kanunlar: HMK, TTK, KİK, vb.

Hakimin sözleşmelere ilişkin uyuşmazlık durumunda izleyeceği yol:
1.       Hukukun emredici kuralları
2.       TBK 26 ve 27’ye göre kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olamama, ifası imkansız olmama,
3.       TBK özel hükümler
4.       TBK genel hükümler (tamamlayıcı rol)

Hakimin ticari uyuşmazlık durumunda izleyeceği yol:
1.       TTK
2.       Örf ve adet hukuku
3.       TMK ve TBK genel hükümler (tamamlayıcı rol)

SÖZLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ

TBK 26: Taraflar sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.
1.       Sözleşme yapıp yapmama özgürlüğü:  Kimse kimseyi sözleşme yapmaya zorlayamaz. İSTİSNA: Satıcı malını haklı bir sebep olmadan satmaktan kaçınamaz.
2.       Sözleşmenin tarafını seçme özgürlüğü:  Kişiler istedikleri kişi ile sözleşme yapmakta serbesttirler. İSTİSNA: Kamu hizmeti veren kuruluşlar herkese hizmet vermek zorundadır.
3.       Sözleşmenin şeklini belirleme özgürlüğü:  Şekil serbestisi esastır. Ancak kanunda bir sözleşme için bir şekil öngörülmüşse, karine o şeklin geçerlilik şekli olduğudur. Ör: Kefalet sözleşmesi. Taşınmaz mülkün devrine ilişkin sözleşme. Kanun bir sözleşme için yazılı şekil aranır demişse adi yazılı şekil yeterlidir.
4.       Sözleşmeyi ortadan kaldırma ve içeriğini değiştirme özgürlüğü:  Taraflarca belirlenebilir.
5.       Sözleşmenin tipini belirleme özgürlüğü:  TBK’da sözleşme türleri sınırlandırılmamıştır.  Yasada belirlenmiş ya da belirlenmemiş tipte sözleşme yapılabilir. Bunlar içinde her türlü düzenlemeyi yapılabilir.
6.       Sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğü:  Taraflarca belirlenebilir.

GENEL İŞLEM KOŞULLARI

Taraflardan birinin tek taraflı olarak önceden hazırladığı genel işlem şartlarını müzakere etmeksizin, karşı tarafa bir seçme/değiştirme imkanı tanımaksızın dayattığı sözleşme türü.
Genel işlem koşullarının varlığından söz edebilmek için bu koşulların çok sayıda benzer sözleşmede kullanılmış olması gerekir. Bunların iki taraflı anlaşılarak hazırlandığına ilişkin kayıtlar geçersizdir. Okumak müzakere etmek sayılmaz.

TBK’da genel işlem koşullarının denetlenmesini sağlayan hükümler mevcuttur. Üç yolla denetim vardır:
1.       Yürürlük Denetimi
2.       Yorum Denetimi
3.       İçerik Denetimi

BORÇLAR KANUNUNDA DÜZENLENMİŞ SÖZLEŞMELER (TİPİK SÖZLEŞMELER)

1.       Mülkiyetin devrini içeren sözleşmeler: Mülkiyetin kesin olarak karşı tarafa geçirilmesi taahhüdü vardır. Satım, bağış ve trampa sözleşmeleri.
2.       Kullandırma ve yararlandırma içeren sözleşmeler: Geçici bir süre için zilyetliğin karşılıklı ya da karşılıksız olarak karşı tarafa geçirilmesi söz konusudur. Kira sözleşmesi, kullanım ödüncü, tüketim ödüncü.
3.       İş görme içeren sözleşmeler: Taraflardan biri birşeyi yapmakla yükümlüdür. Vekalet, tellallık, komisyonculuk sözleşmeleri.
4.       Saklama amacı güden sözleşmeler: Alacaklıya ait eşyanın borçlu tarafından bir süre saklanarak sonunda alacaklıya teslim edilmesini içerir. Vedia, ardiye sözleşmesi.
5.       Güvence sağlamak amacı güden sözleşmeler: Bir borcun ödenmesi güvence altına alınır. Kefalet sözleşmesi.
6.       Sonuçları talih ve tesadüfe bağlı sözleşmeler: Edimin ödenip ödenmemesi tesadüflere bağlıdır. Kumar ve bahis borçlarına dair sözleşmeler, ölünceye kadar bakma sözleşmesi.
7.       Ortaklık sözleşmesi: Ekonomik güçlerin ortak amaca bağlı olarak birleştirilmesi. Adi ortaklık.

İSİMSİZ SÖZLEŞMELER (ATİPİK SÖZLEŞMELER)

Unsurları ve özellikleri önceden kanunda belirlenmemiş sözleşmelerdir.

İsimsiz Sözleşme Örnekleri:

1.       Sulh sözleşmesi
2.       Tek satıcılık sözleşmesi
3.       Satış için tevdi sözleşmesi
4.       Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi
5.       Garanti sözleşmesi

İsimsiz Sözleşme Türleri:

1.       Karma Sözleşmeler: Kanunda düzenlenmiş sözleşme tipine ait unsurların kanunun öngörmediği tarzda bir araya gelmesi ile oluşur. Ör: Hastane kabul sözleşmesi (Kira +vekalet + hizmet)
a.       Karma Kombine Sözleşmeler: Taraflardan biri birden fazla edim yükümlülüğü altına girerken karşı taraf tek bir edim yükümlülüğü altına girer. Ör: Hastane kabul sözleşmesi
b.      Karma Çift Tipli Sözleşmeler:  Farklı sözleşme tiplerine ait asli edimlerin mübadele edilmesi ile oluşur. Ör: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi.
c.       Çeşitli sözleşme tiplerine ait unsurların birbirine karıştığı sözleşmeler: Farklı sözleşme tiplerine ait unsurlar bir araya gelir. Ör: Gazete kuponu ile alınan yemek takımı.
d.      Yabancı yan edim içeren sözleşmeler: Mevcut bir sözleşmeye, başka bir sözleşmeye ait asli edim, yan edim olarak eklenir. Ör: Montaj kaydıyla satım sözleşmesi.
2.       Sui Generis (kendine özgü yapısı olan ) Sözleşmeler: Kısmen ya da tamamen kanunda yer almayan unsurların bir araya gelmesi ile oluşur. Ör: Tek satıcılık sözleşmesi. (Satım + Satış tekeli)
3.       Bileşik Sözleşmeler: İki veya daha fazla birbirinden hukuken bağımsız sözleşmenin, bir edim-karşı edim çerçevesinde yeni oluşturulan sözleşmede birinin yerine getirilmesi diğerinin ifasına bağlı olacak şekilde bir araya getirilmesidir. (Coca Cola bayisine buzdolabı verilmesi)

İSİMSİZ SÖZLEŞMELERİN YORUMLANMASI VE TAMAMLANMASI

A.      Karma sözleşmeler ile ilgili uyuşmazlıklarda:
a.       Hakim öncelikle sözleşmeyi yorumlayacak. Taraf iradelerine ulaşmak için:
                                                               i.      Soğurma Teorisi: Hangi sözleşme türüne ilişkin unsur ağır basıyorsa o sözleşme hükümleri uygulansın. Ör: Hastane kabul sözleşmesinde vekalet sözleşmesi hükümleri (tedavi ağır basar).
                                                             ii.      Terkip Teorisi: Bir sözleşmedeki her bir edime ilişkin unsurda uyuşmazlık hangi noktadaysa oraya ilişkin hükümler uygulansın. Ör: Ör: Hastane kabul sözleşmesinde tedavi ile ilgili sorunda vekalet sözleşmesi hükümleri, odada sorun varsa kira sözleşmesi, vb.
                                                            iii.      Kıyas Teorisi: TBK özel hükümlerdeki hükümler kıyasen uygulansın. HAKİM GÖRÜŞ BU YÖNDEDİR.
                                                           iv.      Yaratma Teorisi: Hakim her durumda uygulanacak hukuku kendisi yaratsın, çünkü atipik sözleşmedir.
PRATİKTE i ve ii PEK KABUL GÖRMEZ, HAKİM KIYAS UYGULAR, YOKSA KENDİSİ HUKUK YARATIR.
B.      Sui Generis (kendine özgü yapısı olan ) sözleşmeler ile ilgili uyuşmazlıklarda
a.       Hakim taraf iradelerine bakar. Sözleşmeden hareketle tarafların gerçek iradesine ulaşmaya çalışır. (sözleşme hükümleri)
b.      Ulaşamazsa sözleşmede boşluk vardır. Hakim dolduracak.
c.       TBK genel hükümler
d.      Örf ve adet
e.      TBK özel hükümler + kıyas
f.        Hukuk yaratma
C.       Bileşik sözleşmeler ile ilgili uyuşmazlıklarda
a.       Sözleşme hükümleri
b.      Her bir sözleşmeye ilişkin hükümler kıyasen uygulanır.

BAZI İSİMSİZ SÖZLEŞME TÜRLERİ
(Uygulamada sıklıkla karşılaşılanlar.)

SULH SÖZLEŞMESİ:
·         Sui generis.
·         Tarafların birlerine karşılıklı fedakarlıkta bulunarak aralarındaki mevcut hukuki ilişkiyi açıklığa kavuşturmalarına ya da hukuki ilişki üzerindeki anlaşmazlığa ya da tereddüt haline son vermelerine ilişkin kendine özgü yapısı olan isimsiz sözleşmedir.
·         Bazı konularda sulh sözleşmesi yapılamaz:
o   Niteliği gereği: Serbestçe tasarruf edilemeyecek hususlar. Ör: Babalık, nesebin reddi.
o   Kamu düzeni nedeniyle: Boşanma, velayet.
o   Tasarruf yetkisinin olmadığı durumlar: Müflisin malları.
·         Unsurları:
o   Taraflar arasından önceden mevcut bir ilişki
o   Bu ilişkiye istinaden bir anlaşmazlık ya da kararsızlık hali
o   Tarafların karşılıklı fedakarlıkta bulunması. TEK TARAFLI OLURSA FERAGAT YA DA İBRA
·         Türleri
·         Adi sulh sözleşmesi: Davaya gitmeden taraflar arasında. Şekle tabi değil, ispat açısından yazılı olmalı.
·         Kazai sulh sözleşmesi: Hakim önünde yapılır. Şeklen mahkeme kararında yer alır.
·         Temsilci ile yapılırsa mutlaka özel yetki gerekir. Genel vekaletname yetmez.

SATIŞ İÇİN TEVDİ (KONSİNYE) SÖZLEŞMESİ
·         Sui generis.
·         Bırakan/satış için bırakılan
·         Taraflardan birinin (bırakan) bir malı kararlaştırılan bedel karşılığında diğer tarafın kendi nam ve hesabına satması için ona teslim etmesi, karşı tarafın da (satış için bırakılan) belirlenen bedeli ödemeyi ya da malı iade etmeyi taahhüt etmesi ile kurulur.
·         Taşınmaz mallar bu sözleşmenin konusunu oluşturamaz, çünkü taahhüt ve teslim aynı anda olur.
·         Bazı sözleşmelerle karşılaştırılması:
o   Komisyonculuk sözleşmesinden farklıdır. SİTS’de satan kendi adına ve hesabına, KS’de kendi adına ama başkası hesabına işlem yapar. SİTS’de kâr satana kalır, KS’de kâr bırakana kalır, komisyoncu ayrıca ücret alır.
o   Vekalet sözleşmesinden farklıdır. SİTS’de satan kendi adına ve hesabına, vekil ise müvekkili adına ve hesabına işlem yapar.
o   Tellallık sözleşmesinden farklıdır. Tellalın temsil yetkisi yoktur, sadece alıcı ve satıcıyı bir araya getirir.
o   Satım sözleşmesinden farklıdır. Satımda malın mülkiyeti direkt karşı tarafa geçerken, SİTS’de üçüncü kişiye geçer.
·         Haklar ve Borçlar:
o   Bırakan malın zilyetliğini satış için alana devretmek zorundadır.
o   Bırakanın mülkiyetin üçüncü kişiye geçeceğine rızası olmalıdır.
o   İki şey kararlaştırılabilir: malın satışı ya da iadesi.

TEK SATICILIK SÖZLEŞMESİ
·         Sui generis.
·         Sağlayıcı (yapımcı)-tek satıcı
·         Yapımcı ürünlerinin bir kısmını ya da tamamını belirli bir bölgede ve zamanda tekele sahip olarak satmak üzere tek satıcıya göndermeyi, tek satıcı da söz konusu mal ya da ürünleri kendi nam ve hesabına satarak bu malların sürümünü artırmak için faaliyette bulunmayı taahhüt eder.
·         Yapımcı: Bir hammadde ya da yarı mamül bir ürünü mal haline getirendir.
·         Tek satıcı: Bu ürünü tekel hakkına sahip olarak satacak olan kişidir.
·         Atipiklik unsurları: Tekel unsuru, belirli bir bölge ve zaman unsuru.
·         Unsurları:
o   Tek satıcıya belli bir bölgede satış tekeli
o   Süreklilik arz eden bir çerçeve sözleşme olması
§  Çerçeve Sözleşme: Taraflar arasında ana esasları önceden belirlenen ve taraflar aksini belirtmediği sürece geçerli olan sözleşmedir.
o  Tek satıcının kendi nam ve hesabına hareket etmesi (Kâr ve zarar satıcınındır.)
o  Tek satıcının malların sürümünü artırması (Satıcı reklam yapar.)
·      Haklar ve Borçlar:
o   Satıcının alım ve bedel ödeme borcu
o   Satıcının sürüm için faaliyette bulunma borcu
o   (Satıcının) satış sonrası hizmet borcu
o   Satıcının sadakat, bilgi verme, yapımcının talimatlarına uyma ve sır saklama borcu
o   Satıcının rekabet etmeme borcu
o   Yapımcının düzenli biçimde mal teslim etme borcu
o   Yapımcının tek satıcıyı destekleme borcu
o   Yapımcının sözleşme bölgesinde başkasıyla anlaşma yapmama borcu
·      Sözleşmenin Sona Ermesi:
o   Süre sona erebilir.
o   Haklı sebep yoksa olağan fesih ile, haklı sebep varsa olağanüstü fesihle.
o   Taraflardan birinin iflası, ölümü, fiil ehliyetinin kaybı.

ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
·         Karma çift tipli sözleşme.
·         Arsa sahibi arsasının belirli paylarının mülkiyetini, müteahhit de arsa üzerine inşa edeceği binanın bağımsız bölümlerinin teslimini taahhüt eder.
·         Unsurları:
o   Arsa sahibi arsasının belirli paylarının mülkiyetini devredecek. (Taşınmaz satım sözleşmesi)
o   Müteahhit binanın belirlenen bağımsız bölümlerini teslim edecek. (İstisna sözleşmesi)
o   Taşınmaz satım sözleşmesi resmi şekle tabi olduğundan kat karşılığı arsa satımı da resmi şekle tabidir. İlişkiden nisbi bir hak doğar, ama tapu kütüğüne şerh edilirse herkese karşı ileri sürülebilir.

GARANTİ SÖZLEŞMESİ
·         Garanti verenin, garanti alanın bir teşebbüse girmesinden veya bir borç ilişkisi içine girdiği üçüncü kişinin borcunu ifa etmemesinden doğacak zarar tehlikesini üstlendiği sözleşmedir.
·         Türleri:
o   Saf Garanti Sözleşmesi: Garanti veren belirli bir borç ilişkisinden bağımsız olarak garanti verir (şirket hisseleri seneye kâr getirecek).
o   Kefalet Benzeri Garanti Sözleşmesi: Garanti alanla üçüncü kişi arasında bir temel borç ilişkisi mevcuttur. (Kefaletle karıştırılır. Kefalette alacaklı, borçlu, kefil vardır. Burada garanti veren, garanti alan ve üçüncü kişi.)
§  Garanti Sözleşmesi vs Kefalet Sözleşmesi
Garanti Sözleşmesi
Kefalet Sözleşmesi
Bağımsızdır.
Üçüncü kişi ve garanti alan arasındaki sözleşmenin geçersiz olması garanti sözleşmesini etkilemez.
Fer’idir.
Borçlu ve alacaklı ilişkisi sona erince bu da son erer.
Garanti veren esas borç ilişkisinden kaynaklanan defi ve itirazları garanti alana karşı ileri süremez.
Kefil esas borç ilişkisinden kaynaklanan defi ve itirazları ileri sürebilir.
Şekle tabi değildir.
Yazılı şekle tabidir.
Kanunen tanınmış bir rücu yoktur, ancak taraflar aralarında kararlaştırabilirler.
Kefil, borçlunun ödemediği borcu öderse kanunen onun alacak haklarına halef olur.