TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (*)
Kanun No.: 2709 Kabul
Tarihi: 7.11.1982
BAŞLANGIÇ (Değişik: 23/7/1995-4121/1 md.)*
Türk
Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez
bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz
önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun
inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya
milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye
Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş
medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet
iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait
olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve
kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla
belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler
ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip,
belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı
medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve
kanunlarda bulunduğu;
(Değişik:
3/10/2001-4709/1 md.) Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk
varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve
manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve
medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği
olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle
karıştırılamayacağı;
Her Türk
vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal
adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde
onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak
ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca
Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde,
millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının
her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin
saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı
içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR,
İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak
sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
TÜRK
MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet
sevgisine emanet ve tevdi olunur.
BİRİNCİ KISIM
Genel Esaslar
I. Devletin şekli
MADDE 1- Türkiye Devleti
bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti,
toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına
saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere
dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı
ve başkenti
MADDE 3- Türkiye Devleti,
ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4- Anayasanın 1
inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2
nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri
değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
V. Devletin temel amaç ve görevleri
MADDE 5- Devletin temel
amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin
bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun
refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini,
sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan
siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî
varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
VI. Egemenlik
MADDE 6- Egemenlik,
kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili
organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa
bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet
yetkisi kullanamaz.
VII. Yasama yetkisi
MADDE 7- Yasama yetkisi
Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.
VIII. Yürütme yetkisi ve görevi
MADDE 8- Yürütme yetkisi
ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara
uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
IX. Yargı yetkisi
MADDE 9- Yargı yetkisi,
Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
X. Kanun önünde eşitlik
MADDE 10- Herkes, dil,
ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek
fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet,
bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle:
12/9/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı
olarak yorumlanamaz.
(Ek
fıkra: 12/9/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife
şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler
eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet
organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine
uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. (*)
XI. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
MADDE 11- Anayasa
hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer
kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar
Anayasaya aykırı olamaz.
İKİNCİ KISIM
Temel Haklar ve Ödevler
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
I. Temel hak ve
hürriyetlerin niteliği
MADDE 12- Herkes,
kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve
hürriyetlere sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı
ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.
II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması
MADDE 13- (Değişik:
3/10/2001-4709/2 md.)
Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın
ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla
sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum
düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
III. Temel hak ve
hürriyetlerin kötüye kullanılamaması
MADDE 14- (Değişik:
3/10/2001-4709/3 md.)
Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik
ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde
kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan
temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha
geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün
kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler,
kanunla düzenlenir.
IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının
durdurulması
MADDE 15- Savaş,
seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan
doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel
hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya
bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.
(Değişik: 7/5/2004-5170/2 md.) Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da,
savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin
yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din,
vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı
suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile
saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
V. Yabancıların durumu
MADDE 16- Temel hak ve
hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla
sınırlanabilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Kişinin Hakları ve Ödevleri
I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı
MADDE 17- Herkes, yaşama,
maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut
bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi
tutulamaz.
Kimseye
işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya
veya muameleye tâbi tutulamaz.
(Değişik:
7/5/2004-5170/3 md.) Meşrû müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının
yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir
ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde
yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına
kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri,
birinci fıkra hükmü dışındadır.
II. Zorla çalıştırma yasağı
MADDE 18- Hiç kimse zorla
çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve
şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki
çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke
ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi
niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.
III. Kişi hürriyeti ve güvenliği
MADDE 19- Herkes, kişi
hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Şekil ve
şartları kanunda gösterilen:
Mahkemelerce
verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine
getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün
gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim
altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın
yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası,
uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir
kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen
esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı
şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut
geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri
dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.
Suçluluğu
hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin
yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi
tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla
tutuklanabilir. Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun
gösterir.
Yakalanan
veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki
iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak
derhal, toplu suçlarda en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.
(Değişik:
3/10/2001-4709/4 md.) Yakalanan veya
tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli
süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört
gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim
kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal,
sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir.
(Değişik:
3/10/2001-4709/4 md.) Kişinin
yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına derhal bildirilir.
Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya
kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest
bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün
yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.
Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu
hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen
serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma
hakkına sahiptir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/4 md.) Bu
esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat
hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.
IV. Özel hayatın gizliliği ve korunması
A. Özel hayatın gizliliği
MADDE 20- Herkes, özel
hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel
hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga cümle:
3/10/2001-4709/5 md.)
(Değişik: 3/10/2001-4709/5 md.) Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve
özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak,
usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin
yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve
bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli
hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat
içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/2 md.) Herkes, kendisiyle ilgili kişisel
verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle
ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların
düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp
kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen
hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına
ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.
B. Konut dokunulmazlığı
MADDE 21- (Değişik:
3/10/2001-4709/6 md.)
Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına
bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere
bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış
merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz
ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde
görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz
saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.
C. Haberleşme hürriyeti
MADDE 22- (Değişik:
3/10/2001-4709/7 md.)
Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.
Millî
güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel
ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim
kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça;
haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı
yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını
kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.
İstisnaların
uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.
V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti
MADDE 23- Herkes, yerleşme
ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Yerleşme
hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı
ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;
Seyahat
hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;
Amaçlarıyla
kanunla sınırlanabilir.
(Değişik:
3/10/2001-4709/8 md.; Değişik: 12/9/2010-5982/3 md.) Vatandaşın yurt dışına
çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim
kararına bağlı olarak sınırlanabilir.
Vatandaş
sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.
VI. Din ve vicdan hürriyeti
MADDE 24- Herkes, vicdan,
dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü
madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler
serbesttir.
Kimse,
ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini
açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve
suçlanamaz.
Din ve
ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din
kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu
dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak,
kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse,
Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa,
din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama
amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince
kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti
MADDE 25- Herkes, düşünce
ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne
sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya
zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
MADDE 26- Herkes, düşünce
ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu
olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların
müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de
kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan
yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu
güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile
bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların
önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce
belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel
ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya
yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla
sınırlanabilir.
(Mülga: 3/10/2001-4709/9 md.)
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici
hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma
hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/9 md.) Düşünceyi
açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve
usuller kanunla düzenlenir.
IX. Bilim ve sanat hürriyeti
MADDE 27- Herkes, bilim ve
sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü
araştırma hakkına sahiptir.
Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin
değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.
Bu madde
hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine
engel değildir.
X. Basın ve yayımla ilgili hükümler
A. Basın hürriyeti
MADDE 28- Basın hürdür,
sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına
bağlanamaz.
(Mülga:
3/10/2001-4709/10 md.)
Devlet, basın
ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
Basın
hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri
uygulanır.
Devletin
iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden
veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya
Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı,
yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu
suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım
hâkim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça
yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu
kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu
kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı
hükümsüz sayılır.
Yargılama
görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek
sınırlar içinde, hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar
hakkında yayım yasağı konamaz.
Süreli
veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya
kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hâkim kararıyla; Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel
ahlâkın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir.
Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde
yetkili hâkime bildirir; hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde
onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır.
Süreli
veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve
müsaderesinde genel hükümler uygulanır.
Türkiye’de
yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne,
Cumhuriyetin temel ilkelerine, millî güvenliğe ve genel ahlâka aykırı
yayımlardan mahkûm olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir.
Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın
yasaktır; bunlar hâkim kararıyla toplatılır.
B. Süreli ve süresiz yayın hakkı
MADDE 29- Süreli veya
süresiz yayın önceden izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.
Süreli
yayın çıkarabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda
belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna
aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, yayının durdurulması için
mahkemeye başvurur.
Süreli
yayınların çıkarılması, yayım şartları, malî kaynakları ve gazetecilik mesleği
ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir. Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerin
serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, malî
ve teknik şartlar koyamaz.
Süreli
yayınlar, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara bağlı kurumların
araç ve imkânlarından eşitlik esasına göre yararlanır.
C. Basın araçlarının korunması
MADDE 30- (Değişik:
7/5/2004-5170/4 md.)
Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri
ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez
veya işletilmekten alıkonulamaz.
D. Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle
haberleşme araçlarından yararlanma hakkı
MADDE 31- Kişiler ve
siyasî partiler, kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme ve
yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve
usulleri kanunla düzenlenir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/11 md.) Kanun, millî güvenlik, kamu düzeni, genel
ahlâk ve sağlığın korunması sebepleri dışında, halkın bu araçlarla haber
almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını
engelleyici kayıtlar koyamaz.
E. Düzeltme ve cevap hakkı
MADDE 32- Düzeltme ve
cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya
kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve
kanunla düzenlenir.
Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine
hâkim tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün
içerisinde karar verilir.
XI. Toplantı hak ve hürriyetleri
A. Dernek kurma hürriyeti
MADDE 33- (Değişik:
3/10/2001-4709/12 md.)
Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da
üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.
Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin
korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve
usuller kanunda gösterilir.
Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya
faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç
işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği
hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men
ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içinde görevli
hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi
halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.
Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve
görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar
getirilmesine engel değildir.
Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.
B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
MADDE 34- (Değişik:
3/10/2001-4709/13 md.)
Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak,
millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın
ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve
kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak
şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
XII. Mülkiyet hakkı
MADDE 35- Herkes, mülkiyet
ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
XIII. Hakların
korunması ile ilgili hükümler
A. Hak arama hürriyeti
MADDE 36- (Değişik:
3/10/2001-4709/14 md.) Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle
yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil
yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
B. Kanunî hâkim güvencesi
MADDE 37- Hiç kimse
kanunen tabî olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.
Bir kimseyi kanunen tabî olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma
sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.
C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar
MADDE 38- Kimse, işlendiği
zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı
cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan
cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da
yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda
bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş
bulgular, delil olarak kabul edilemez.
Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir
yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/15 md.; Mülga: 7/5/2004-5170/5 md.)
(Değişik: 7/5/2004-5170/5 md.) Ölüm
cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide
uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla
istisnalar getirilebilir.
(Değişik: 7/5/2004-5170/5 md.) Uluslararası
Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere
vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
XIV. İspat hakkı
MADDE 39- Kamu görev ve
hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili
olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında, sanık, isnadın
doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin
kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu
yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması
MADDE 40- Anayasa ile
tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama
geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/16 md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin
hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek
zorundadır.
Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı
zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili
görevliye rücu hakkı saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler
I. Ailenin korunması ve çocuk hakları (*)
MADDE 41- (Değişik:
3/10/2001-4709/17 md.) Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında
eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların
korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için
gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/4 md.) Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma,
yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan
ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/4 md.) Devlet, her türlü istismara ve şiddete
karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.
II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
MADDE 42- Kimse, eğitim ve
öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş
bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.
Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.
İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet
okullarında parasızdır.
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları
ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.
(Ek fıkra: 9/2/2008-5735/2 md.; İptal: Anayasa Mahkemesinin 5/6/2008
tarihli ve E.: 2008/16, K.: 2008/116 sayılı Kararı ile)
Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini
sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar.
Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı
kılacak tedbirleri alır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve
inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa
olsun engellenemez.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk
vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim
kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim
yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası
andlaşma hükümleri saklıdır.
III. Kamu yararı
A. Kıyılardan yararlanma
MADDE 43- Kıyılar,
Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen
sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve
kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.
B. Toprak mülkiyeti
MADDE 44- Devlet, toprağın
verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini
önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan
köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla,
değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit
edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak
sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve
yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.
Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında
başkalarına devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları tarafından
işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan toprağın Devletçe geri
alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.
C. Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında
çalışanların korunması
MADDE 45- Devlet, tarım
arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek,
tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal
üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç
ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.
Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek
değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.
D. Kamulaştırma
MADDE 46- (Değişik:
3/10/2001-4709/18 md.)
Devlet ve
kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını
peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya
bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar
üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma
bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir.
Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân
projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların
korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme
şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde,
taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak
ödenir.
Kamulaştırılan
topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının
bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci
fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma
bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.
E. Devletleştirme ve özelleştirme (*)
MADDE 47- Kamu hizmeti
niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde
devletleştirilebilir.
Devletleştirme
gerçek karşılığı üzerinden yapılır. Gerçek karşılığın hesaplanma tarzı ve
usulleri kanunla düzenlenir.
(Ek
fıkra: 13/8/1999-4446/1 md.) Devletin,
kamu iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde
bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller
kanunla gösterilir.
(Ek
fıkra: 13/8/1999-4446/1 md.) Devlet,
kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen
yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya
tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir.
IV. Çalışma ve sözleşme hürriyeti
MADDE 48- Herkes, dilediği
alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak
serbesttir.
Devlet,
özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun
yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri
alır.
V. Çalışma ile
ilgili hükümler
A. Çalışma hakkı ve ödevi
MADDE 49- Çalışma,
herkesin hakkı ve ödevidir.
(Değişik:
3/10/2001-4709/19 md.) Devlet,
çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için
çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye
elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli
tedbirleri alır.
(Mülga:
3/10/2001-4709/19 md.)
B. Çalışma şartları ve dinlenme hakkı
MADDE 50- Kimse, yaşına,
cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler
ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından
özel olarak korunurlar.
Dinlenmek,
çalışanların hakkıdır.
Ücretli
hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla
düzenlenir.
C. Sendika kurma hakkı
MADDE 51- (Değişik:
3/10/2001-4709/20 md.)
Çalışanlar
ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve
menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve
üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme
haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten
ayrılmaya zorlanamaz.
Sendika
kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi,
genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
Sendika
kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda
gösterilir.
(Mülga:
12/9/2010-5982/5 md.)
İşçi
niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna
ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir.
Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri,
Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.
D. Sendikal faaliyet
MADDE 52- (Mülga:
23/7/1995- 4121/3 md.)
VI. Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt
A. Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı (*)
MADDE 53- İşçiler ve
işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma
şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.
Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir.
(Ek fıkra: 23/7/1995-4121/4 md.; Mülga: 12/9/2010-5982/6 md.)
(Mülga: 12/9/2010-5982/6 md.)
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/6 md.) Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu
sözleşme yapma hakkına sahiptirler.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/6 md.) Toplu sözleşme yapılması sırasında
uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna
başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu
sözleşme hükmündedir.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/6 md.) Toplu sözleşme hakkının kapsamı,
istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma
şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması,
Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer
hususlar kanunla düzenlenir.
B. Grev hakkı ve lokavt
MADDE 54- Toplu iş
sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev
hakkına sahiptirler. Bu hakkın kullanılmasının ve işverenin lokavta
başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnaları kanunla düzenlenir.
Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına
ve millî serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz.
(Mülga: 12/9/2010-5982/7 md.)
Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri
kanunla düzenlenir.
Grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde veya ertelendiği durumlarda
ertelemenin sonunda, uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür. Uyuşmazlığın
her safhasında taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir. Yüksek
Hakem Kurulunun kararları kesindir ve toplu iş sözleşmesi hükmündedir.
Yüksek hakem kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
(Mülga: 12/9/2010-5982/7 md.)
Greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar tarafından
hiçbir şekilde engellenemez.
VII. Ücrette adalet sağlanması
MADDE 55- Ücret emeğin
karşılığıdır.
Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri
ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.
(Değişik: 3/10/2001-4709/21 md.) Asgarî ücretin tespitinde çalışanların
geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da gözönünde bulundurulur.
VIII. Sağlık, çevre ve konut
A. Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması
MADDE 56- Herkes, sağlıklı
ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi
geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve
vatandaşların ödevidir.
Devlet,
herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve
madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek
amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Devlet,
bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından
yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık
hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık
sigortası kurulabilir.
B. Konut hakkı
MADDE 57- Devlet,
şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde,
konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini
destekler.
IX. Gençlik ve spor
A. Gençliğin korunması
MADDE 58- Devlet, istiklâl
ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk
ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve
gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk,
kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli
tedbirleri alır.
B. Sporun geliştirilmesi ve tahkim (*)
MADDE 59- Devlet, her
yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri
alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.
Devlet başarılı sporcuyu korur.
(Ek fıkra: 17/3/2011-6214/1 md.) Spor federasyonlarının spor
faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak
zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu
kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.
X. Sosyal güvenlik hakları
A. Sosyal güvenlik hakkı
MADDE 60- Herkes, sosyal
güvenlik hakkına sahiptir.
Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.
B. Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması
gerekenler
MADDE 61- Devlet, harp ve
vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malûl ve gazileri korur ve toplumda
kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı
tedbirleri alır.
Yaşlılar, Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer
haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir.
Devlet, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü
tedbiri alır.
Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.
C. Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları
MADDE 62- Devlet, yabancı
ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının
eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması,
anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için
gereken tedbirleri alır.
XI. Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması
MADDE 63- Devlet, tarih,
kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla
destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.
Bu
varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar
ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler
kanunla düzenlenir.
XII. Sanatın ve
sanatçının korunması
MADDE 64- Devlet, sanat
faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması,
değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken
tedbirleri alır.
XIII. Devletin iktisadî ve sosyal ödevlerinin sınırları (*)
MADDE 65- (Değişik:
3/10/2001-4709/22 md.)
Devlet,
sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin
amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde
yerine getirir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Siyasî Haklar ve Ödevler
I. Türk vatandaşlığı
MADDE 66- Türk Devletine
vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.
Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Mülga cümle:
3/10/2001-4709/23 md.)
Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda
belirtilen hallerde kaybedilir.
Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça
vatandaşlıktan çıkarılamaz.
Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu
kapatılamaz.
II. Seçme, seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları
MADDE 67- Vatandaşlar,
kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak
veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına
katılma hakkına sahiptir.
(Değişik: 23/7/1995-4121/5 md.) Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit,
gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı
yönetim ve denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan Türk
vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir
tedbirleri belirler.
(Değişik: 17/5/1987 - 3361/1 md.; 23/7/1995-4121/5 md.) Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına
katılma haklarına sahiptir.
Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.
(Değişik:
23/7/1995-4121/5 md.; 3/10/2001-4709/24 md.) Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler,
taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan
hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde oy
kullanılması ve oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması
gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli
hâkimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.
(Ek
fıkra: 23/7/1995-4121/5 md.) Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde
istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.
(Ek
fıkra: 3/10/2001-4709/24 md.) Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler,
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde
uygulanmaz.
III. Siyasî partilerle ilgili hükümler
A. Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma (*)
MADDE 68- (Değişik:
23/7/1995-4121/6 md.)
Vatandaşlar,
siyasî parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma
hakkına sahiptir. Parti üyesi olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş olmak
gerekir.
Siyasî
partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Siyasî
partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri
içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.
Siyasî
partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti
ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine
aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür
diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik
edemez.
Hâkimler
ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve
kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından
işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları
ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasî partilere üye olamazlar.
Yükseköğretim
elemanlarının siyasî partilere üye olmaları ancak kanunla düzenlenebilir. Kanun
bu elemanların, siyasî partilerin merkez organları dışında kalan parti görevi
almalarına cevaz veremez ve parti üyesi yükseköğretim elemanlarının
yükseköğretim kurumlarında uyacakları esasları belirler.
Yükseköğretim
öğrencilerinin siyasî partilere üye olabilmelerine ilişkin esaslar kanunla
düzenlenir.
Siyasî
partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve hakça malî yardım yapar. Partilere
yapılacak yardımın, alacakları üye aidatının ve bağışların tabi olduğu esaslar
kanunla düzenlenir.
B. Siyasî partilerin uyacakları esaslar
MADDE 69- (Değişik:
23/7/1995-4121/7 md.)
Siyasî
partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi
ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.
Siyasî
partiler, ticarî faaliyetlere girişemezler.
Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir.
Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasî
partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun
tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak
yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine
getirirken Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda
vereceği kararlar kesindir.
Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı
dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.
Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası
hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.
Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı
eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin
işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi
halinde karar verilir. (Ek cümle: 3/10/2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu
nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu
durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim
organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup
yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan
doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz
konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/25 md.) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara
göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili
siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına
karar verebilir.
Temelli
kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.
Bir
siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan
kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin
kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl
süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.
Yabancı
devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve
tüzelkişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır.
(Değişik:
3/10/2001-4709/25 md.) Siyasî partilerin kuruluş ve çalışmaları,
denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen
yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve
usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.
IV. Kamu hizmetlerine girme hakkı
A. Hizmete girme
MADDE 70- Her Türk, kamu
hizmetlerine girme hakkına sahiptir.
Hizmete
alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.
B. Mal bildirimi
MADDE 71- Kamu hizmetine
girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma
süreleri kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev alanlar,
bundan istisna edilemez.
V. Vatan hizmeti
MADDE 72- Vatan hizmeti,
her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu
kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla
düzenlenir.
VI. Vergi ödevi
MADDE 73- Herkes, kamu
giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi
yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
Vergi,
resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya
kaldırılır.
Vergi,
resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve
indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve
aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.
VII. Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma
hakkı (*)
MADDE 74- (Değişik:
3/10/2001-4709/26 md.) Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla
Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve
şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı
ile başvurma hakkına sahiptir.
(Değişik:
3/10/2001-4709/26 md.) Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, gecikmeksizin
dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.
(Mülga:
12/9/2010-5982/8 md.)
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/8 md.) Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine
başvurma hakkına sahiptir.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/8 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili
şikâyetleri inceler.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/8 md.) Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet
Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada üye
tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu
aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan
iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan aday
seçilmiş olur.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/8 md.) Bu maddede sayılan hakların kullanılma
biçimi, Kamu Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme
sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin
nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin usul ve esaslar kanunla
düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Cumhuriyetin Temel Organları
BİRİNCİ BÖLÜM
Yasama
I. Türkiye Büyük Millet Meclisi
A. Kuruluşu
MADDE 75- (Değişik:
17/5/1987 - 3361/2 md.; 23/7/1995- 4121/8 md.)
Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen beşyüzelli milletvekilinden
oluşur.
B. Milletvekili seçilme yeterliliği
MADDE 76- (Değişik: 13/10/2006-5551/1
md.) Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.
(Değişik:
27/12/2002-4777/1 md.) En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü
olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar,
taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis
cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz
kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma,
Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri
tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar
bile milletvekili seçilemezler.
Hâkimler
ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki
öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının
memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği
taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden
çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.
C. Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçim dönemi
MADDE 77- (Değişik:
21/10/2007-5678/1 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri dört yılda bir
yapılır.
Meclis,
bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebileceği gibi, Anayasada
belirtilen şartlar altında Cumhurbaşkanınca verilecek karara göre de seçimler
yenilenir. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir.
Yenilenmesine
karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer.
D. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye
bırakılması ve ara seçimleri
MADDE 78- Savaş sebebiyle
yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi,
seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
Geri
bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem
tekrarlanabilir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir.
Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay
geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye
tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde
yapılmasına karar verilir.
Genel
seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.
(Ek
fıkra: 27/12/2002-4777/2 md.) Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir ilin
veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması
halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim
yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın 127 nci maddesinin
üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.
E. Seçimlerin genel yönetim ve denetimi
MADDE 79- Seçimler, yargı
organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.
(Değişik:
21/10/2007-5678/2 md.) Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen
içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma,
seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları,
şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi tutanaklarını
kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları
aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri
kanunla düzenlenir.
Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı
Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye
tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt
çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler.
Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından ad
çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Başkanvekili
ad çekmeye girmezler.
(Değişik: 21/10/2007-5678/2 md.) Anayasa değişikliklerine ilişkin
kanunların halkoyuna sunulması, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi
işlemlerinin genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan
hükümlere göre olur.
F. Üyelikle ilgili hükümler
1. Milletin temsili
MADDE 80- Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil,
bütün Milleti temsil ederler.
2. Andiçme
MADDE 81- Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler:
“Devletin
varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin
kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik
ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun
huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan
haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya
sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim
üzerine andiçerim.”
3. Üyelikle bağdaşmayan işler
MADDE 82- Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyeleri, Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı
kuruluşlarda; Devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da
dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda; özel gelir kaynakları ve
özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve Devletten
yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve
katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev
alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı
olarak kabul edemezler, temsilcilik ve hakemlik yapamazlar.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama veya
onamasına bağlı resmî veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler. Bir
üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek
geçici bir görevi kabul etmesi, Meclisin kararına bağlıdır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeliği ile bağdaşmayan diğer görev ve işler kanunla
düzenlenir.
4. Yasama dokunulmazlığı
MADDE 83- Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste
ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi
üzerine Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak
ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.
Seçimden
önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin
kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.
Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış
olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır.
Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük
Millet Meclisine bildirmek zorundadır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir
ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır;
üyelik süresince zamanaşımı işlemez.
Tekrar
seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden
dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile
ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.
5. Milletvekilliğinin düşmesi (*)
MADDE 84- (Değişik:
23/7/1995- 4121/9 md.)
İstifa
eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi, istifanın geçerli olduğu
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanınca tespit edildikten sonra, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlaştırılır.
Milletvekilliğinin
kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme
kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur.
82 nci
maddeye göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte
ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, yetkili komisyonun bu
durumu tespit eden raporu üzerine Genel Kurul gizli oyla karar verir.
Meclis
çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim
günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, durumun Meclis
Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının
salt çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir.
(Mülga:
12/9/2010-5982/9 md.)
6. İptal istemi
MADDE 85- (Değişik:
23/7/1995- 4121/10 md.)
Yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü
maddenin birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması
hallerinde, Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün
içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, Anayasaya,
kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine
başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini onbeş gün içerisinde kesin karara
bağlar.
7. Ödenek ve yolluklar
MADDE 86- (Değişik:
21/11/2001-4720/1 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek, yolluk
ve emeklilik işlemleri kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı en yüksek
Devlet memurunun almakta olduğu miktarı, yolluk da ödenek miktarının yarısını
aşamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların emeklileri T.C.
Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin istekleri
halinde ilgileri devam eder.
(Değişik:
21/11/2001-4720/1 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek ödenek
ve yolluklar, kendilerine T.C. Emekli Sandığı tarafından bağlanan emekli aylığı
ve benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez.
Ödenek ve
yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir.
II. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri
A. Genel olarak
MADDE 87- (Değişik:
3/10/2001-4709/28 md.; 7/5/2004-5170/6 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisinin
görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu
ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını
görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek;
milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye
Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel
ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen
yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.
B. Kanunların teklif edilmesi ve görüşülmesi
MADDE 88- Kanun teklif
etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir.
Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülme
usul ve esasları İçtüzükle düzenlenir.
C. Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması
MADDE 89- Cumhurbaşkanı,
Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları onbeş gün içinde
yayımlar.
(Değişik: 3/10/2001-4709/29 md.) Yayımlanmasını kısmen veya tamamen uygun
bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe
ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir.
Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi
sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu hükme tâbi
değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse,
kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni bir
değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri
gönderebilir.
Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır.
D. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma
MADDE 90- Türkiye
Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak
andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir
kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
Ekonomik, ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı
aşmayan andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi
hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak
şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar,
yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin
bilgisine sunulur.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun
verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticarî, teknik veya idarî andlaşmaların
Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu
fıkraya göre yapılan ekonomik, ticarî veya özel kişilerin haklarını
ilgilendiren andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında
birinci fıkra hükmü uygulanır.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun
hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa
Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin
milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi
nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas
alınır.
E. Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme
MADDE 91- Türkiye Büyük
Millet Meclisi, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi
verebilir. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere,
Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel
haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar
ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez.
Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını, kapsamını,
ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp
çıkarılamayacağını gösterir.
Bakanlar Kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin bitmesi,
belli süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.
Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından süre
bitiminden önce onaylanması sırasında, yetkinin son bulduğu veya süre bitimine
kadar devam ettiği de belirtilir.
Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin hükümler
saklıdır.
Kanun hükmünde kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe
girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih de
gösterilebilir.
Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler, Türkiye
Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve ivedilikle
görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan kararnameler
bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen kararnameler bu kararın
Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte, yürürlükten kalkar. Değiştirilerek kabul
edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu değişikliklerin Resmî Gazetede
yayımlandığı gün yürürlüğe girer.
F. Savaş hali ilânı ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin
verme
MADDE 92- Milletlerarası
hukukun meşrû saydığı hallerde savaş hali ilânına ve Türkiye’nin taraf olduğu
milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının
gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere
gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin
verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani bir
silahlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet kullanılmasına derhal
karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da, Türk Silahlı
Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verebilir.
III. Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetleri ile
ilgili hükümler
A. Toplanma ve tatil
MADDE 93- (Değişik:
23/7/1995-4121/11 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi, her yıl Ekim ayının ilk
günü kendiliğinden toplanır.
Meclis, bir yasama yılında en çok üç ay tatil yapabilir; ara verme veya
tatil sırasında, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine,
Cumhurbaşkanınca toplantıya çağrılır.
Meclis Başkanı da doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı
istemi üzerine, Meclisi toplantıya çağırır.
Ara verme veya tatil sırasında toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinde,
öncelikle bu toplantıyı gerektiren konu görüşülmeden ara verme veya tatile
devam edilemez.
B. Başkanlık Divanı
MADDE 94- Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis
Başkanı, Başkanvekilleri, Kâtip Üyeler ve İdare Amirlerinden oluşur.
Başkanlık Divanı, Meclisteki siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında
Divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Siyasî parti grupları
Başkanlık için aday gösteremezler.
(Değişik: 12/9/2010-5982/10 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı
için, bir yasama döneminde iki seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi iki
yıldır, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi ise o yasama döneminin
sonuna kadar devam eder.
(Değişik: 3/10/2001-4709/30 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları,
Meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandığı günden itibaren beş gün içinde,
Başkanlık Divanına bildirilir, Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki
oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt
çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en
çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla
oy alan üye, Başkan seçilmiş olur. Başkan seçimi, aday gösterme süresinin
bitiminden itibaren, beş gün içinde tamamlanır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanvekillerinin, Kâtip Üyelerinin ve İdare Amirlerinin
adedi, seçim nisabı, oylama sayısı ve usulleri, Meclis İçtüzüğünde belirlenir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasî
partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine;
görevlerinin gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar;
Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.
C. İçtüzük, siyasî parti grupları ve kolluk işleri
MADDE 95- Türkiye Büyük
Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi yaptığı İçtüzük hükümlerine göre yürütür.
İçtüzük
hükümleri, siyasî parti gruplarının, Meclisin bütün faaliyetlerine üye sayısı
oranında katılmalarını sağlayacak yolda düzenlenir. Siyasî parti grupları, en
az yirmi üyeden meydana gelir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisinin bütün bina, tesis, eklenti ve arazisinde kolluk ve
yönetim hizmetleri Meclis Başkanlığı eliyle düzenlenir ve yürütülür. Emniyet ve
diğer kolluk hizmetleri için yeteri kadar kuvvet ilgili makamlarca Meclis
Başkanlığına tahsis edilir.
D. Toplantı ve karar yeter sayısı
MADDE 96- (Değişik: 21/10/2007-5678/3 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı
seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya
katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir
şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz.
Bakanlar Kurulu üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin katılamadıkları
oturumlarında, kendileri yerine oy kullanmak üzere bir bakana yetki
verebilirler. Ancak bir bakan kendi oyu ile birlikte en çok iki oy
kullanabilir.
E. Görüşmelerin açıklığı ve yayımlanması
MADDE 97- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulundaki görüşmeler açıktır ve tutanak dergisinde tam
olarak yayımlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzük hükümlerine göre kapalı oturumlar
yapabilir, bu oturumlardaki görüşmelerin yayımı Türkiye Büyük Millet Meclisi
kararına bağlıdır.
Meclisteki açık görüşmelerin, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi
üzerine Meclisce başkaca bir karar alınmadıkça, her türlü vasıta ile yayımı
serbesttir.
IV. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve
denetim yolları
A. Genel olarak
MADDE 98- Türkiye Büyük
Millet Meclisi soru, Meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve Meclis
soruşturması yollarıyla denetleme yetkisini kullanır.
Soru, Bakanlar Kurulu adına, sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılmak
üzere Başbakan veya bakanlardan bilgi istemekten ibarettir.
Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan
incelemeden ibarettir.
Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir
konunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir.
Soru, Meclis araştırması ve genel görüşme ile ilgili önergelerin verilme
şekli, içeriği ve kapsamı ile cevaplandırılma, görüşme ve araştırma yöntemleri
Meclis İçtüzüğü ile düzenlenir.
B. Gensoru
MADDE 99- Gensoru
önergesi, bir siyasî parti grubu adına veya en az yirmi milletvekilinin
imzasıyla verilir.
Gensoru önergesi, verilişinden sonraki üç gün içinde bastırılarak üyelere
dağıtılır; dağıtılmasından itibaren on gün içinde gündeme alınıp alınmayacağı görüşülür.
Bu görüşmede, ancak önerge sahiplerinden biri, siyasî parti grupları adına
birer milletvekili, Bakanlar Kurulu adına Başbakan veya bir bakan konuşabilir.
Gündeme alma kararıyla birlikte, gensorunun görüşülme günü de belli edilir;
ancak gensorunun görüşülmesi, gündeme alma kararının verildiği tarihten
başlayarak iki gün geçmedikçe yapılamaz ve yedi günden sonraya bırakılamaz.
Gensoru görüşmeleri sırasında üyelerin veya grupların verecekleri gerekçeli
güvensizlik önergeleri veya Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün
geçtikten sonra oylanır.
Bakanlar Kurulunun veya bir bakanın düşürülebilmesi, üye tamsayısının salt
çoğunluğuyla olur; oylamada yalnız güvensizlik oyları sayılır.
Meclis çalışmalarının dengeli olarak yürütülmesi amacına ve yukarıdaki
ilkelere uygun olmak kaydıyla gensoru ile ilgili diğer hususlar İçtüzükte
belirlenir.
C. Meclis soruşturması
MADDE 100- (Değişik:
3/10/2001-4709/31 md.) Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet
Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma
açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve gizli
oyla karara bağlar.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî
partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı
olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme
suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır.
Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar.
Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve
kesin bir süre verilir. (Ek cümle: 3/10/2001-4709/31 md.) Bu süre içinde
raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teslimi zorunludur.
(Değişik: 3/10/2001-4709/31 md.) Rapor
Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından
itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce
Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının
salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır.
Meclisteki siyasî parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili görüşme
yapılamaz ve karar alınamaz.
* Bu
Anayasa; Kurucu Meclis tarafından 18/10/1982’de halkoylamasına sunulmak üzere
kabul edilmiş ve 20/10/1982 tarihli ve 17844 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanmış; 7/11/1982’de halkoylamasına sunulduktan sonra 9/11/1982 tarihli ve
17863 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yeniden yayımlanmıştır.
* 9/2/2008
tarihli ve 5735 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle; bu fıkraya “bütün
işlemlerinde” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve her türlü kamu hizmetlerinden
yararlanılmasında” ibaresi eklenmiş ve bu ibare Anayasa Mahkemesinin 5/6/2008
tarihli ve E.: 2008/16, K.: 2008/116 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. (R.G.:
22/10/2008, 27032)
* Bu maddenin kenar başlığı, “I. Ailenin korunması” iken, 12/9/2010 tarihli
ve 5982 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
* Bu maddenin kenar başlığı, “E. Devletleştirme” iken, 13/8/1999 tarihli ve
4446 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
* Bu maddenin kenar başlığı, “A. Toplu iş sözleşmesi hakkı” iken, 12/9/2010
tarihli ve 5982 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
* Bu
maddenin kenar başlığı, “B. Sporun geliştirilmesi” iken,
17/3/2011 tarihli ve 6214 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle değiştirilmiş ve
metne işlenmiştir.
* Bu maddenin kenar başlığı, “XIII. Sosyal ve ekonomik hakların sınırı” iken,
3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle değiştirilmiş ve
metne işlenmiştir.
* Bu maddenin kenar başlığı, “A. Parti kurma, partilere girme ve partilerden
çıkma” iken, 23/7/1995 tarihli ve 4121 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
* Bu maddenin kenar başlığı, “VII. Dilekçe hakkı” iken, 12/9/2010 tarihli ve
5982 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
* Bu maddenin kenar başlığı, “5. Üyeliğin düşmesi” iken,
23/7/1995 tarihli ve 4121 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle değiştirilmiş ve
metne işlenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder